Türkiye'nin tavrı doğru hakkına yönelik sınırlamalar sürüyor. Dahası Aleviler de ayrımcı uygulamalara maruz kalmayı sürdürüyor. 7- Yasal çerçeve tatminkar olsa da kadın hakları hayata geçirilemiyor. Namus ve töre cinayetleri sürüyor. Mahkemeler farklı cezalar veriyor. HHH AB Komisyonu'nun anlamda altını çizdikleri meseleler bunlar. Bunların hangisi yanlış? Bence hiçbiri... Fakat aynı komisyon hepimizi çileden çıkartan başka bir konuda daha bastırıyor.
Son ilerleme raporu neler diyor:
1- Silahlı Kuvvetler, siyasete etkide bulunmaya devam etti. Sivil-asker ilişkilerini AB uygulamalarına yakınlaştırmak konusunda sınırlı ilerleme sağlandı.
2- TBMM Şemdinli Araştırma Komisyonu'nun raporu EMASYA adlı gizli bir protokolün varlığını ortaya çıkardı. Protokol sivil otoriteden izin alınmadan askeri operasyon düzenlenebilmesine olanak sağlıyor.
3- Yolsuzluk hâlâ yaygın ve yolsuzlukla mücadele eden otorite ve politikalar hâlâ zayıf.
4- Yargı bağımsızlığını zedeleyen faktörler hâlâ duruyor. Şemdinli iddianamesinde askeri suçlayan savcıya verilen ceza buna örnek.
5- İlerleme sağlandı ama insan haklarına yönelik kurumsal çerçevenin geliştirilmesi gerekiyor. İşkence iddiaları azalsa da sürüyor.
6- Heybeliada Ruhban okulu hâlâ kapalı. Patrikhane'nin ekümenik sıfatını açıkça kullanması hâlâ yasak. Gayrimüslim cemaatlerin mülkiyet hakkına yönelik sınırlamalar sürüyor. Dahası Aleviler de ayrımcı uygulamalara maruz kalmayı sürdürüyor.
7- Yasal çerçeve tatminkar olsa da kadın hakları hayata geçirilemiyor. Namus ve töre cinayetleri sürüyor. Mahkemeler farklı cezalar veriyor.
***
AB Komisyonu'nun anlamda altını çizdikleri meseleler bunlar. Bunların hangisi yanlış? Bence hiçbiri... Fakat aynı komisyon hepimizi çileden çıkartan başka bir konuda daha bastırıyor.
Limanları ve havaalanlarını Rumlar'a açmalısınız!
Olur beyler, açalım. Açarsak ölmeyiz. Bu da Türkiye'nin sonu olmaz. Ama bir konu daha var. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, onu açıkça söylüyor:
Siz de KKTC'ye izolasyonları kaldırın!
***
Kanaatimce Türkiye'nin bu tutumu, yerindedir. Diplomatiktir, hakkaniyetlidir ve onurlu bir tutumdur. Diplomaside ve devletler arası ilişkilerde almadan verilmez. Bunu da en iyi Avrupalı kurnazlar bilir. Geçmiş tarih bir kenara bırakılmalıdır. Kıbrıs'ta birlikte yaşayan iki toplumdan, Rumlar ile Türkler'in hayati menfaatleri birlikte gözetilmelidir. Avrupa Birliği bir barış projesi ise bu böyle olmak zorundadır. Rumlar'a, ekmek, özgürlük ve ticaret, Türkler'e izolasyon, bağımlılık ve kapalılık olmaz, olabilemez. AB projesini gönülden destekleyen bir yurttaş olarak, şunu söylüyorum. Eğer böyle olmayacaksa, AB'yi alıp başlarına çalsınlar.