İşte, doğal felaketin ayak sesleri: Antartika ve Grönland buzulları eriyor. Okyanusların 6 metre yükseleceği söyleniyor. Dünya haritası değişecek. Manhattan'ın üçte biri sular altında kalacak. Hollanda haritadan silinecek.
Leeds Üniversitesi'nden
Prof. Chris Thomas, "Küresel ısınma 2050'ye kadar, yerküredeki 12.5 milyon bitki ve hayvan türlerinin dörtte birini yok edecek" diyor.
Yani 40 yıl içerisinde 3 milyondan fazla türün yok olması söz konusu.
Dünya sıcaklığı 0.6 derece arttı. Bu bile balık stoklarının yüzde 47'sinin yok olmasına yetti.
Çok değil 15 yıl sonra dünya nüfusunun yarısı su sıkıntısıyla karşı karşıya kalacak. Bu yüzden çatışmalar çıkacak.
Çöller genişleyecek. Afet sayısı artacak.
Asya, Avrupa ve Afrika susuzlukla, Amerika hortumlarla boğuşacak.
***
Birleşmiş Milletler İklim Konferansı raporuna göre, 2100 yılına kadar Kuzey Kutbu'ndaki buzullar yüzde 22-33 azalacak. Antartika ortadan kalkacak. Dünya ısısı 1.8-4 derece artacak.
Ve ülkemiz...
NASA raporuna göre, sadece 25 yıl sonra, örneğin şimdi 5 yaşında olan çocuk 30 yaşına geldiği zaman, ülkemizin yüzde 85'i çöl olacak. Su kaynakları bitecek, kuraklık ve seller yaşamımızın birer parçası olacak.
***
Küresel ısınmanın nedenlerinin yüzde 90 insan etkisi olduğu belirtiliyor. Yani hızlı nüfus artışı.
1930 yılında dünya nüfusu 2 milyarken, bugün 6.8 milyarı oldu. 80 yılda 3.5 kat arttı. Böyle giderse yerküre insan ağırlığını tartamaz hale gelecek.
***
Bıçak kemiğe dayanmadıkça bir şey yapmıyoruz. Durum ortada, dünyada ve ülkemizde bıçak kemiği parçalıyor, ama yapılanlar yine yok denecek kadar az.
Artık doğa bilincini ciddi şekilde okullarda vermeliyiz. Anaokullarından başlatmalıyız. Öyle iş olsun diye değil, ilköğretimde, ortaöğretimde başlı başına zorunlu ders olmalıdır. SBS'de, ÖSS'de bu dersten sorulara yer verilmelidir.
Her lise ve üniversitede diploma alabilmek için, doğayı koruma derneklerinde en az 100 saat görev yapmış olma şartı aranmalıdır. Diplomayla birlikte doğaya hizmet sertifikası da verilmelidir.
Doğa dersleri matematikten, fenden daha önemli kabul edilmelidir. Yaşayacağımız dünya elden giderse, ne işimize yarayacak bu dersler?
***
Sadece öğrencilerimiz değil, öğretmenlerimiz de hatta bütün anne babalar da doğa için bir şeyler yapabilir. Ülkemizin pek çok yerinde eğitim ve uygulamaya yönelik çalışmalar yürüten "
Doğa Derneği"nin kapısı herkese açıktır. Bu derneğin açtığı, doğayı korumanın ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarını kapsayan teorik ve uygulamalı eğitimler Mart, Nisan ve Mayıs aylarında başlıyor.
TÜBİTAK'ın ülkemizin 20'ye yakın noktasındaki doğa eğitimleri,
Doğal Hayatı Koruma Derneği'nin ve tabii ki
TEMA'nın çalışmaları da diğer alternatiflerdir.
Amerikan Yerlileri'nin dediği gibi,
"Bu topraklar bize atalarımızdan miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık." O halde emanete ihanet etmemeliyiz.