Şurası bir gerçek ki Trabzonspor ligin 2. yarısıyla birlikte farklı bir oyun anlayışına büründü. Öncelikle saha içi yardımlaşmaları ve mücadele gücü üst düzeyde bir takım olan Trabzonspor bunların yanına şimdi de akılcılığı ve de takım olma bilincini ekledi. Ersun Yanal, daha önce Gökhan Ünal'la ileri ikilide görev verdiği Umut'u sol kenarın önüne çekti. Umut bu bölgede bugüne kadar görmediğimiz bir performans gösterdi. Hem Cale'ye her pozisyonda yardımcı oldu hem de hücumda Gökhan Ünal'a eşlik etti. Attığı golün dışında mücadelesiyle dünkü maçın en iyi oyuncusu olarak öne çıktı. Orta saha ise Trabzonspor'un en büyük gücü. Hüseyin, Ankaraspor'un ataklarında ilk karşılayan oyuncu olmanın yanında birçok hücum girişimini de önleyen adamdı. Colman ise hücum girişimlerini başlatan ilk isim olurken savunma görevini de eksiksiz yerine getirdi. Gökhan Ünal'a ise ayrı bir paragraf açmak gerekiyor. Bu maçta rakip savunmanın arkasına çok olumlu koşular yaptı. Attığı gol tek kelimeyle jeneriklikti. İlk yarıda direkten dönen topundan başka kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda ise şanssızdı. Yalnız Yattara'nın isteksizliği neden diye düşünüyorum. Sanki 'lütfen' sahaya çıkmış gibi. Eski coşkusundan eser yok. Alanzinho görebildiğimiz kadarıyla sol ayağını çok iyi kullanıyor. Ama ilk maçında şovu öne çıkarması kendisi açısından hiç de hoş değildi. Ankaraspor'a gelince... Süper Lig'in ayağa topu en iyi yapan takımlarından birisi. Özer Hurmacı ve Mehmet Çakır gibi çok kaliteli kenar oyuncularına sahipler. Fakat etkisiz kaldılar. Maçın hakemi Bülent Yıldırım ilk yarıda kaleci Tony Sylva'nın Ankaraspor'lu Meye'ye yaptığı harekete penaltı vermeyerek notunu düşürdü.