Temposuz, sıkıntılı işin gerçeği futbolsuz geçen bir ilk yarı. Her iki takımında da kale önü tehlikeleri yok denecek kadar az. Trabzonspor'da orta alanda Selçuk İnan'ın yokluğu büyük sorun. Yerinde görev yapan Ceyhun Gülselam, oyunun sadece savunma tarafında. Hüseyin Çimşir ile birlikte savunmayı da sayarsak altı oyuncu hücum aksiyonlarında hiç yoktu. İbrahima Yattara'nın kişisel becerisiyle getireceği toplara odaklanmış bir Trabzonspor vardı sahada. İlk yarıda Gökhan ve Umut, Gençlerbirliği takımının hücum stoperleri gibiydi! Ortada yoktular. Onlar ortada olmayınca da gol atmak mucizelere kalıyor. Kendilerine gelen her topu rakiplerine kolayca verdiler. Ve çok etkisiz bir maça imza attılar. İkinci yarıda Trabzonspor, rakip alanda daha fazla görünmeye başladı. Ceyhun ve Hüseyin daha öne çıktı ve kazanılan serbest vuruşlarda pozisyon üretmeye başladılar. Bunlardan birinde de Umut Bulut'la golü buldular. Gençlerbirliği, kendisi için çok önemli bu maçta oyunun son bölümlerinde gol pozisyonu üretmeyi başardı. Fakat son vuruş yetersizliğinden hiç değilse kendileri için moral olabilecek beraberliğe ulaşamadı. Yalnız bu arada Gençlerbirliği'nden Engin, bana göre bu maçın en göze çarpan oyuncusuydu. Çok iyi işler yaptı ama biraz da bencildi sanırım. Görünen o ki, Trabzonspor futbol açısından istenilen düzeyde olmasa bile üç puan almayı başarıyor. Selçuk ve Serkan gibi iki önemli oyuncusundan yoksun olmasına rağmen alınan bu sonuç küçümsenmemelidir diye düşünüyorum.