29 Mart 2009 seçimlerinin Türkiye genelinde, AK Parti, CHP ve MHP arasında geçeceği; bölgesel planda ise AK Parti ile DTP arasında seyredeceği net olarak görünüyor. Liderlerin bu seçimde, bazı rakamlar üzerinde durarak, birbirlerinin siyasi kaderi üzerinde strateji izledikleri dikkati çekiyor. Başbakan Tayyip Erdoğan, 'Seçimde 2. parti olursak liderliği bırakırım' demişti. Bunun manası, "AK Parti 1. olacak. CHP 2. sırada kalacak. Onun için kaybeden gitmeli. Batı demokrasilerinde seçimi kaybeden gidiyor. Seçimi kaybeden gittiği için de orada hücre yenilenmesi çok oluyor" demektir CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Önümüzdeki seçimler sadece bir yerel seçim olmayacak. Bu seçim belki de bir genel seçime dönüşecek. Sandık her zaman tekin değildir. Onu vatandaşın önüne koyarsın, ama öyle bir sonuç çıkar ki sen de şaşırırsın. Bana öyle geliyor ki bu seçim, Ankara'da hükümeti de değiştirecek" dedi. Manası, "29 Mart seçimlerinde, AK Parti oyları düşecek. Bazı önemli illerin belediye başkanlığını CHP alacak. Biz de erken genel seçim isteyeceğiz" demektir. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli "AK Parti oy kaybetmelidir. Yüzde 47 altına inmelidir" diye konuştu. Bunun manası,''AK Parti oyları düşmeli. Erken genel seçim için fırsat çıkmalı. MHP olarak erken seçim ataklarına başlamalıyız" demektir. Yerel seçimler, genel seçimler gibi değildir. Oy yüzdeniz düşse, daha az milletvekili çıkarsanız bile iktidarda kalabiliyor, başta biraz eleştirilseniz bile yola devam edebiliyorsunuz. Ama elinizdeki belediyeleri kaybederseniz, bunun getireceği moral çöküntü, iktidarınızı da etkiler. AK Parti'nin, oy oranı da 2004'te yüzde 41 ve 2007'de yüzde 47 olarak gerçekleşmiştir. Ak Parti, 29 Mart 2009'da yüzde 41 ve üstünde oy alırsa, bir güven tazeleme olacaktır. Yeni bir ivme kazanılacaktır. Bu bakımdan, 30 Mart, AK Parti için, yerel seçimden de öte bir anlam taşıyor... AK Parti açısından, Diyarbakır ve Tunceli'nin veya İzmir'in kazanılması, Türkiye'de yeni bir toplumsal dönüşüm başlatacaktır. Hükümete dönük memnuniyet düzeyinin yüksekliği ortaya çıkarsa, hükümet yoluna daha emin bir biçimde devam edecektir.
ABturlarıyenidenbaşlayacaktır Yeni Anayasa veya kısmi Anayasa hazırlıkları gündeme damgasını vuracak. Seçim sonrasında topluma mesaj vermek için, iki yeni bakanlık oluşturma ve kabinede revizyon gündeme gelecek. 29 Mart seçimlerinde AK Parti'nin güneydoğu bölgesinde başarılı olması, Güneydoğu'dan kaynaklanan sorunla ilgili çözüm arayışlarının herkesi mutlu edecek bir sonuca ulaşmasını sağlayabilir. Kürt meselesinin çözümünde, ekonomik ve sosyal politikaları öne çıkaran Başbakan Erdoğan'ın bu uğurda yerel yönetimleri kazanmayı kilit ve zorunlu bir aşama olarak gördüğü anlaşılıyor. Dolayısıyla Diyarbakır, Batman, Hakkari, Şırnak ve hatta Tunceli belediyelerini hedefleyen iktidar partisinin, "Belediye-yatırım-refah ve köklü çözümler" paketine önem verdiği açıktır.
CHPiçinönemi: Deniz Baykal, 29 Mart sonrası için neyi hedefliyor? Yerel seçim anlamında 2004'te kazanılan illeri elde tutmak, genel oy anlamında da 2007 seçiminin gerisine düşmemek, yüzde 21'in üstüne çıkmak. Yerel seçim sonrası, CHP dışı bir merkez sol dinamizminin oluşmasını engellemek, Baykal stratejisinin içinde yer alıyor. SHP ve DSP'yi merkez sol arayışları içerisinde "merkez olamayacak" hale getirmek. Bu cenahın da katılacağı geniş bir cephenin oluşmasını engellemek. Seçimlerde oyu yüzde 20'ninaltına düşmüş bir Baykal, tartışmalı bir döneme girecektir. İzmir gibi kimliği ile özdeş hale getirdiği yerleri kaybetmesi zaten bir deprem etkisi yaratacaktır CHP'de...
MHPiçinönemi: Devlet Bahçeli'nin lideliğindeki MHP de bu seçimlerde yüzde 20 ve üstünü hedefliyor. Adana'da ilgi çekici bir hamle yaptı. CHP'yi geçerek, 2. parti olma planıdır bu. 29 Mart seçimleri çok zengin çağrışımları olan, insana gelecek analizleri yapma imkanı verecek bir seçimdir.