Bursaspor'da ilk sınavına çıkan Ertuğrul Sağlam, takımını tam kadro sahaya sürdü. Burada iyi bir başlangıç yapmak istedi. Aragones de elindeki en iyi 11 ile sahaya çıktı. Maçın başında anladık ki kupa mücadelesi olmasına rağmen son derece ciddi çekişmeli ve bizlere done verecek bir karşılaşma olacak. Yanılmadık... Sezonun ilk yarısında çift ön libero yüzünden eleştirdiğimiz Aragones, bu ısrarından vazgeçeceğe benziyor. Selçuk bu sefer dörtlünün önünde tekti. Onun önünde 3'lü orta saha, daha sonra da Alex ve Güiza... Bu üçlü orta sahanın göbeğinde Deivid oynayınca Alex'e gün doğdu. Josiko ve Maldanodolu çift ön liberolu sistemlerde, mecburen taa gerilere kadar gelip oyun kurmaya çabalayan Alex, hem bu işi yapmaya çalışıyor, hem asist yapmaya, hem de gol atmaya... Elbette her yere yetişemiyor tek kalıyordu. İşte dün gördük... Deividli, Kazımlı Uğurlu ve Selçuklu orta sahada kaleye daha yakın oynadı. Zaten biliyorduk ama neler yapabileceğini bize göstermiş oldu. Dikine oynanan futbol sayesinde bol pozisyonlar bulunurken geride Lugano ve Edu'nun sağlam oyunuyla rakibe pozisyon verilmemiş, ilk devrede yine klasik haline gelen Alex'in korneri Selçuk'un kafasıyla 10 önde kapatılmıştı. İkinci yarıda da değişen bir şey yoktu. F.Bahçe yine ayağa top oynayan gole yakın olan takımdı. İlk maç olduğu için mükemmel futbol beklemedik ama sahada yapılanlar ilerisi için bize güzel sinyaller verdi. Bizde 'İyi giden arabanın tekerine çomak sokulmaz' diye bir söz vardır. Bu söze sadık kalınsa iyi olur. Ne de olsa atalarımız ne söylemişse doğru söylemişlerdir.