Yan tarafta detaylarını okuduğunuz Çek Kanunu'ndaki değişiklik için, gerek bu köşede gerekse haber sayfalarımızda yazılar yazarak konuyu gündemde tuttuk. Geçtiğimiz günlerde resmini de yayınlamıştım. Cezaevlerinden mektup yağıyor. Neredeyse tamamı çeki karşılıksız çıkmış ve işleri bozulduğu için ödeyememiş esnaf ve işadamlarından geliyor. Özellikle, 2001 krizinde zor duruma düşen bu işadamlarımız borçlarını ödeyemiyorlar. İşyerleri kapanıyor. Kendi alacaklarını toparlayamıyorlar. Dolayısıyla çekleri karşılıksız çıkıyor ve hapse giriyorlar. Onların hapse girmesinin alacaklıya da faydası yok, kendilerine de. Dışarıda olsalar çalışıp belki borçlarını ödeyebilecekler. Birçok mektuptaki dramları da bu köşeye taşıdım. Bu yazıları yazarken özellikle altını çizdiğim bir konu vardı. O da, 'iyi niyetliler' ile 'kötü niyetlilerin' ayrılması. Çünkü, biliyorsunuz bazıları sırf borçlarını ödememek için 'çekinin çalındığını' ya da kendisinin 'keşide etmediğini' öne sürmeye başlamıştı. Oysa asıl mağdurlar iyi niyetle borcunu ödemek isteyen ama alacağını toplayamadığı için bu imkanı bulamayan esnaftı. Konuyu, Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan'a da geçtiğimiz aylarda bizzat anlatmıştım. O zaman bu konudaki mağduriyetleri bildiklerini ve çalışma yaptıklarını söylemişti. Hatırlarsanız bu köşeden duyurmuştum. İşte o çalışmalar sona yaklaşıyor. Yasa Meclis'ten geçince, umarız tüm sorunlar çözülür ve mağduriyetler giderilir. Gelişmeleri yine size aktarmaya devam edeceğiz. Bu arada yine takipçisi olduğumuz sicil affı ile ilgili yasa da Meclis'e geldi. Böylece kara liste silinecek ve mağduriyetler giderilecek. Bundan sonrası da bankaların insafına kalacak.