Siz bu satırları okurken muhtemelen
Uludağ'daki kar seviyesi
kayak yapmaya elverişli duruma gelmiş olacaktır. Biz evvelki haftasonu
Ağaoğlu My Resort'un açılışındayken ilk gün kar yoktu.
Hele
Bursa'dan Uludağ'a doğru çıkarken "ben neredeyim?" dedim. Bembeyaz görüntüden uzak,
karsız bir dağ yolu gözü farklı bir manzaraya alışık insana inanın garip geliyor.
Sonunda otellerin bulunduğu bölgeye çıktığımızda da durum farklı değildi. Diğer davetlilerle birlikte
İstanbul'dan gelerek kaldığımız otelin sahibi
Ali Ağaoğlu iş yaşamındaki
kararlılığını burada da gösteriyor. Diyor ki: "Hiç üzülme Ece, kar mutlaka yağacak. Ben inanıyorum." Etrafta bir damla kar yokken bunu söylüyor.
Ertesi sabah uyandığımda odamın penceresinden bir bakıyorum ki, her yer
bembeyaz. Birden içime bir
mutluluk doğuyor. Gerçi kar kalınlığı kayak yapacak seviyede değil ama görüntü enfes.
Yenilenmiş otelin içinde Ali bey'i görünce hemen "duaları için teşekkür ediyorum." O kar yağacağına inanmıştı.
Ağaoğlu Oteli'nde göze çarpan müthiş bir fark vardı. En ufacık detaylarda görebileceğiniz, masadaki süslemelerden, koridordaki bir objeye, açık büfe yemeklerden lobideki koltuklara kadar... Şaşırmama daha fazla gerek kalmadan öğrendim ki, yıllarca
İzzet Çapa ile çalışmış koordinatör
Rose Kar artık Ağaoğlu'nun tüm otelleriyle ilgilenecekmiş.
Çok doğru bir seçim. Mekana
kadın eli değdiği hemen belli oluyor. Kadın zevki, kadın dokunuşu, detaylardaki incelik...
Elimde fotoğraf makinem, kızlarla bol bol resim çekerken karelerde otele ait bir süs olmasına dikkat ettik. Fotoğraflarımız daha renkli ve hoş çıksın diye.
Şimdi gelelim biraz dedikoduya... Otelde kalan biz davetliler günün ortasında araçlarla dağda başka bir bölgeye götürüldük. Bu şirin
Mandıra'da şöminede ateş, mangalda etler, buzdan yapılmış barın üzerinde içkiler vardı. Bir de atmosfere uygun müzikler... Bir masaya oturduk ve ister istemez içeridekileri izlemeye koyulduk. Sahneye çıkacakmış gibi yapılan ağır
makyajlardan mı başlayayım, üzerinde "
ben markayım" diye bağıran atkılardan mı bahsedeyim, iri iri sallanan küpeleri mi anlatayım?
Burası dağ başı, bir
kayak merkezi. Üzerimizde bizleri soğuktan koruyacak kışlık kıyafetlerden de farklı olan
kayak kostümleri varken bu abartılı süs niye? Bazı
Türk kadınları zaman zaman ipin ucunu kaçırıyor. Olmayacak ortamlarda olmayacak görüntülere bürünüyorlar. Halbuki en güzeli nedir? Doğal olmak; doğayla bütünleşmek... Üstelik dağa çıkmışken...