Futbol yarı yılını devirdi ama Galatasaray'ın hocası Skibbe'ye atışlar hala dinmedi. Zaten Alman hoca ilk yarı boyunca bu konuda sağlam bir mücadele verdi. Ne yaptıysa yaranamadı belli bir kesime. G.Saray Olympiakos'u devirdi; "Rakip sahasına kapandı" dediler. Benfica'yı deplasmanda yıktı; "Rakip açık oynadı" dediler. Hertha'ya "Bu nasıl Alman ligi 3.'sü" dediler. "Suni çimde oynamak zor deyip" Ankara'da puan kayıpları yaşayan büyükleri mazur gördüler.
G.Saray'ın 2 Ankara galibiyetine "Halı saha işlerine yaradı, bir de üstüne para alıyorlar" dediler. "Suni çim ölçü olmaz, bakalım Sami Yen'de Beşiktaş'a karşı ne yapacaklar" dediler.
Maç nasıl bitti ama yine beğenmediler.
Bu kez Cüneyt Çakır dediler.
Hoca zaman zaman sakatlıklardan kadro kuramayacak kadar kısıtlı olanaklarla sahaya çıktı. Stajyer bile dediler. Takımın askerleri sakatken, ekip birbirini tanımaya çalışırken, düzen tam oturmamışken kaybedilen puanlar oldu tabii ki.. Skibbe'nin hataları da oldu. Ama o dönemde takımın yönetiminde başka antrenör olsa soruyorum "Ne, ne kadar değişecekti?" Bu konuda en taze örneği Sağlam-Denizli değişiminde yaşamadı mı Türk futbolu? Evet ilk yarı sona erdi ama bir kesim neredeyse 2. yarıda Skibbe olmazsa iyi olur güfteleri yazıyor. Bunun adı düzgün giden tekere çomak sokmaktan öteye bir davranış değil . Aklı selim tabii ki bu yaygaraya ayak uydurmayacak. Ama böyle bir şey yapmaya kalksanız, fantezi bu ya Alman hocayı yollasanız bu kez makam tersine işleyecek: "Dere geçerken at değiştirilir mi? Takım şampiyonluğun en güçlü adayı, UEFA'da hadi finalden vazgeçtim en azından çeyrek finalin ışığı görünüyor bu nasıl uygulama?" Yani amaç belli iken traş nasıl olursa olsun fark etmez..!