Ali Sami Yen'de derbi gecesi muhteşem bir şekilde başladı doğrusu. Kronometreler 15. dakikayı gösterdiğinde skorboardda 2- 1 yazıyordu. 8. dakikada Servet aklını ve takipçiliğini kullanarak takımını öne geçirdi. Beşiktaş 13. dakikada geldi ilk kez Galatasaray kalesine. Delgado ile beraberliği buldu. Arda'nın düşürülüşünden kazanılan penaltıda gecenin golcüsü Baros, Rüştü'yü avlıyordu. Sonrasında oyun daha kontrollü geçti. Beşiktaş, Tello'nun defans arkasına bırakmaya çalıştığı toplarla pozisyon aradı. Galatasaray bu atakları kontraya çeviremedi. Sahasından çabuk çıkışlar yapamadı. İlk yarıda maçı koparacak golü bulamadı. Taa ki 50. dakikada Delgado, Cüneyt Çakır'ın istatistiklerine katkı yapana dek. Beşiktaş'ın Arjantinlisi oyun dışında kalınca Baros, Rüştü'yü bir kez daha avladı. Beşiktaş eksilmesine rağmen, Galatasaray kalesinde pozisyonlar buldu. Nitekim Holosko ile 3-2'yi yakaladı. Gol yağmurunu Baros noktaladı. Ligde 14., 4. haftadaki 9. golünü ağlara bıraktı. Skibbe, bize göre Nonda'yı sahada fazla tuttu. Galatasaray 4-2'den sonra farkı açabilecek pozisyonları da bulmadı değil. Beşiktaş da oyunu bırakmadı. Ancak, geceyi domine eden, etkisi altına alan Galatasaray'ın usta ayakları her zaman alıştığımız bazı askerlerin çok da iyi oyun tutturmamalarına karşılık ligin ilk yarısı kapanırken güzel bir derbi zaferine imza attı. Sonuç olarak Galatasaray devreyi aslında olması gereken yerde kapatamadı. Ancak, olması gereken yere çok yaklaştı. Bir çok handikapla başlayan, sakatlıklarla devam eden ve beklenmedik puan kayıplarıyla süren ligin son 4 haftasındaki büyük çıkışının son halkasına bir derbi galibiyeti eklemesi çok şık oldu. 90 dakikaya damgasını vuran oynucular hat-trick yapan Baros, bu sezon futbolun güzelliklerine imza atan Lincoln, sol tarafta ileri geri dolaşan Arda, defansın bel kemiği olduğu kadar gerektiğinde golümü atarım diyen Servet ve arkadaşları oldu. Tebrikler Galatasaray.