Bazen kendimi şarjlı pil gibi hissediyorum. Bazı insanlar enerjimi alıyor, sanki bendeki açığa çıkan enerjiyi hissetmişler gibi çekiyorlar, çekildiğini bile bile onlara veriyorum. Engel olamıyorum, sanki bu işten keyif alır gibi. Bazen de böyle zamanlarda kaçmak istiyorum, uzaklaşabiliyorsam uzaklaşıyorum. Ama bazen gidemiyorsam o anda kalan son gücümle alarm verip çığlık atmak geliyor içimsen. "Susuuun" diye bağırasım geliyor. Hani "Run Lola Run"da Lola'nın bağırdığı ve her şeyi atlattığı gibi. Dinlemeyen, hep kendi bildiğini zanneden insanlar yok mu etrafınızda? Bir yorum yaptığınızda hemen aksini söyleyen, her şeyi bilen, bildiğini zanneden insanlar... Enerji emme yöntemini uygulayabileceği cümleyi düşünen, sadece kendiyle ilgili yakınan, mızmız, mutsuz, bencil, fırsatçı insanlar... Bazen benim tekme atasım geliyor ama yakalandığımda yorgun düştüğüm için fırsat vermemeyi öğreniyorum artık. Bunları öğrenirken bile yoruluyorum aslında. En güzeli kaçmak, çünkü sizin enerjinizle beslenerek yaşıyorlar. Bunlar 21. yüzyılın aslında yaşayan vampirleri. Ben vampirleri filmlerde tanıdım ve hep korkmuşumdur. Ama bilirim ki onlar filmlerde yaşarlar. O an etkili olurlar ve korkuturlar.
HAYATINVAMPİRLERİ... Ama hayatımızda o kadar çok vampir var ki... Onu da şimdi keşfediyorum. Mutlu olduğumuzda bunu çekemeyip, bizleri mutsuzluğa mahkum etme halleri. Bu nasıl bir şey anlamıyorum. Benim çevremdeki insanlar mutluysa ben bilakis daha mutlu olurum. Onların pozitif enerjisi bana da geçer ve kendimi daha rahat hissetmemi sağlar. Ama ne yazık ki çevremde böyle insanlar o kadar az ki, bilakis insanların mutsuzluğuyla beslenip, mutlu olanlar aşikar günümüzde. Gözlerindeki o ifadeyi bile artık seçemiliyorum. Mutlu olduğum zaman gözlerini kaçıranlar, en ufak mutsuzluğumda bir anda benimle haşır neşir olarak en iyi dost, arkadaşlarım olmaya çalışma halleri. Bu nasıl bir şey inanamıyorum. Hepimiz bir aileden geldik. Bebektik, çocuk olduk sonra yetişkin ve sorumluluğumuzu alan bireylere dönüştük. Nedir bu çelişki? Ben böyle düşünürken mutsuzluğumdan beslenen insanlar beni acayip rahatsız ediyor. Sizler de bunları yaşamışsınızdır. Tıpkı benim gibi. Ve ne yaptınız acaba? Cevap mı verdiniz, yoksa kaçtınız mı ya da hâlâ kaçıyor musunuz bu mutluluk avcılarından.
BENİMGİBİDÜŞÜNENLERE İnsan düşünür, "Yoksa ben miyim tek olan?" diye. İnsan sorar, "Bunlar ne yer içer?" diye. İnsan arar, "Sebepleri nedir, ucu bana niye dokunur?" diye. İnsan merak eder, "Bunlar bir arada yaşayabiliyorlar mı?" diye. İnsan çözemez, frekans farkına inanmaya başlar. İnsan döner arkasını, "Hayat bunlarla vakit kaybedilecek bir şey değildir" diye. İnsan gider, bencilce bir kez daha lakin ne haklı, ne haksız. İnsan çizer ya da benim gibi yazar kendi hayatını kağıda... Onu yaşar. Kızsa da kızmasa da...