Her ne kadar para harcamada kısıtlamaya gidilse de hayatlarını aynen sürdürmeye çalışan bir kesim olduğu da kaçınılmaz.
New York ziyaretim sırasında beni oranın en ünlü İtalyan restoranlarından olan Cipriani'ye götürdüler. Kapıdan içeri girer girmez ön masalardan birinde oturan iki kadından birini gözüm ısırdı. Aaa, bu kadın Ivana Trump ; emlak zengini Donald Trump'ın eski karısı. Topuz saç şekli, platin sarı rengi, mücevherleri aynı! Dergilerde gördüğümüz haliyle karşımda duruyor. Yanındaki canavara benzeyen kadından daha iyi görünüyor. Çapraz masalardan birine oturuyorum. Etrafımı seyre dalıyorum. Mekan iş adamı ağırlıklı. Birkaç çift dışında kadın kadına oturan masalar da göze çarpıyor.
Restorandaki kadınların neredeyse hepsi, abartmıyorum, yüzde 90'ının üzeri, estetikli . Estetikli suratları ta benim masadan fark edilebiliyor. Yanımdakilerle hepsini teker teker incelemeye başlıyoruz. Şunun burnu yapılı, bunun dudağı, bu yüzünü gerdirmiş, bu şişirtmiş... Ama özetle, hepsi çok kötü duruyor. İnsan para verip kendini bile bile çirkinleştirebilir mi? Hiç mi aynaya bakmıyorlar? Gerçekten şaştım kaldım. Estetikli zengin kadınların sadece bizim Nişantaşı'nda dolandığını ve diyetlerinden dolayı yedikleri salataya korkmuş gözlerle ifadesiz baktıklarını sanırız, değil mi? Ama hayır, gülünesi acı durum dünyanın öbür ucunda da aynı! Birbirine benzeyen öcüler. Bu kadar sert tavır almak istemezdim ama gördüklerim rüyama girip de beni korkutacak sandım.
O denli abartıydı. Bir de üstüne para veriyorlar... Yazık. Allah'ın verdiği nimet ile niye oynarlar ki?