Bu delikanlı da çok komik yahu. Kendi buldu beni Rize girişinde. Ayaküstü birkaç hikaye birden anlattı. Fıkra mı durum komedisi mi siz verin kararı. - Savaş Abi sorma başıma geleni. - Ne oldu? - İstanbul'a gittim ilk defa. - Eeee? - Otelde rezillik çıktı. - Hayırdır? - Abi otele giriş yaptım. Bavulları kapan bir çocuk peşine taktı beni, götürüyor. Kapıyı açtı, önce kendi girdi sonra da ben. - Normal bu. - İyi de ben ağır konuştum bilmeden. - Allah Allah? - Baktım bana kazık atacaklar patladım önce abi. Dedim ki; " Kardeşim köyden geliyor olabilirim ama salak değilim. Bu otele iyi para ödedim. Bana çok küçük bir oda verilmesini bir kenara bırakalım, ama bunun penceresi yok, televizyonu, dolabı yok. Yatak bile yok yahu. Delirtmeyin beni." - Vay canına! - Çocuk yine de kibarlığını bozmadı. Dedi ki; "Beyefendi daha odanıza gelmedik asansördeyiz. - Hay Allah iyiliğini versin. - Sonra dışarı çıktım ve son derece çirkef bir adamla tanıştım. Gerçek bir bela. - Nesi bela? - Bana birden hakaret etmeye başladı, müthiş de küfürbaz.. Beni tehdit de etti ya..! - Nasıl tanıştın ki o adamla? - Tamamen kazara. Karşıdan karşıya geçerken adama arabamla çarptım. - Yav sen beni saf buldun yutuyorsun. - Hiç öyle şey yapar mıyım Savaş Abi? Zaten moralim bozuk bir de sen şey etme. - Neden bozuk moralin. - En yakın dostumun eşi genç yaşta vefat etti. - Başın sağ olsun. - Yıkıldı çocuk. Gün boyu saçını başını yolup ağladı. "Ne yaparım ben, ne yaparım ben şimdi?" diye dövündü. - Çok üzülmüş eşinin kaybına besbelli. - Yo be abi. Önce ben de öyle sandım ama başkaymış derdi. - !!!!! - Gittim teskin etmek istedim. "Senin için zor olduğunu biliyorum.. Ama Allah acıyı verirse dayanma gücü de verir. Çok gençsin gün gelecek yeniden evlenip yuva kuracaksın dedim. - Aferin. O ne dedi? - Bunu ben de biliyorum biliyorum da, çok hazırlıksız yakalandım. Sadece bu gece kim yemek pişirecek, kiminle sarılıp uyuyacağım ona ağlıyorum.