Doğa ana Karadeniz'e güzellikler bahşederken zaten cömert davranmış. Özellikle de Ordu iline öbekle yağdırmış bu güzellikleri. Bölgenin en diri, en has, temiz kumlukları Ordu kıyılarında. Bu kıyılar da uçsuz bucaksız havası verecek kadar uzun. Yani deniz turizmi açısından diğer Karadeniz illerine göre çok daha avantajlı. Otoyol yapımı Karadeniz kıyılarını az biraz iğdiş ettiyse de Ordu'da nimet kıymetinde koylar, doğal plajlar, korunaklar, barınaklar var. "Yeşil ve mavi bu kadar mı güzel uyum sağlar birbirine?" diye düşünüp seslendirdim bir mecliste. Oradaki üniversiteli bir genç şu dizeleri fısıldadı kulağıma: "Ben Ordu'yu anlatırken bütün şiirler susar/ Elvan elvan bir sis alır başımı/ Tenim yağmur olur gökyüzünde/ Ruhum çocuklaşır ninni ninni/ Dalgalanır bu masal denizinde./ Peştamalın moru kıskanır diye/ Ben Ordu'yu anlatırken söyleyemem/ Bin bir tonda o yemyeşil kuşağı/ İncir dalında, yosun kuytuda/ Emine kız gözlerinde söyler/ Oysa yedi ton yeşil kokar Ordu sokakları.
TARİH KOKAN ORDU
Kentin tarihini merak ediyorum. Daha da evveli var ama yakın tarihe koyalım parantezi. 1920 yılına kadar Trabzon Vilayetine bağlı bir kaza merkeziymiş. 1923'de mülki taksimat sonucu Ordu Vilayeti olarak yerini almış. Şimdi 18 ilçesi, 5 bucağı, 65 belediyesi, 505 köyü ve 327 mahallesi var. Akkuş, Aybastı, Çamaş, Çatalpınar, Çaybaşı, Fatsa, Gölköy, Gülyalı, Gürgentepe, İkizce, Kabadüz, Kabataş, Korgan, Kumru, Mesudiye, Perşembe, Ulubey ve Ünye gibi ilçeler muhteşem performansları, her konuda her branşta memlekete takdim ettiği değerli evlatlarıyla çok önemli ilçeler. Ordu turizmi sadece denizle sınırlı değil. Yayla turizmi, inanç turizmi, ören yerleri, mesireler de çok sık ziyaretçisi olan bir il Ordu.