Bernard Malamud'a Pulitzerödülü kazandırmış romanıdır Kiev'dekiAdam . Orada roman kahramanı Yakov adlı Yahudiköylü işlemediği bir cinayetle suçlanarak insanoğlunun tarih boyu sergilediği akıl almaz zulümlerden nasibini alan kurbanlardan olur. Dün Kiev' de tribünlerde olan her Fenerbahçeli taraftarını biraz da o zavallı Yakov' a benzettim. Onca yolu aşıp gelip perişan olduktan gayrı bir de ısırıcı soğuğu yiyip, takımın oynadığı futbolla da işkencenin alasından geçtiler.
DELLENDİKDURDUK Carlos'un saç yolduran ıskaları, yanlış pasları, Edu'nun ürkekliği, Volkan'ın zaman özürlü çıkışları ve dökülen diğer isimler. İşte onlar gecenin işkencecileri olarak geçiyorlardı futbol tarihimize. Guiza'nın 37.dakikadaki kafa şutu da olmasa koca Fener'i kader maçı oynayan değil büyük takıma antrenman veren Çatladıkapıspor sanacaktık. Devrenin sonunda Uğur'un önce alkışladığımız çifte adam geçişi ve sonundaki kepaze bencilliğiyle de delirdik.
'POH'TANDURUMLAR Devre sonu soyunma odasında belki mucize yaratacak formüller bulunur, oyunculara ruh, hırs, inanç gelir diye haybeden beklemişiz. Doğru dürüst akını bile olmayan Dinamo karşısında tek kişi de konsantrasyon, azim var mıydı söyleyin. Salla her topu Guiza'ya gebertsin" taktik bu kadar. "TribündekileriKiev'dekiadamYakov'abenzettindeekranbaşındakilerneyebenzedi?" diyeceksiniz. Ben de dahil durumumuz Yakov'un soyadı gibiydi. O soyadını adlı adınca yazsam ayıp olur ama kibarcası "Poh" tur efendim.