Dün başladığım öyküye devam edeyim iznimizle. Gemi komutanı İsmail Hakkı Kaptan, geminin görevde olduğunu, Bafra'da karaya oturan yolcu vapuru Trimüjgan'ı kurtarmaya gittiğini söylese de her şeyden haberi olan Fransız gambotu buna inanmaz. Fransızlar gemiye iki tane asker bırakırlar ve Alemdar'a Zonguldak Limanı'na gitmesini söylerler. Önde C-27 Gambotu olduğu halde Zonguldak'a doğru yol almaya başlarlar. Bir ara kaçmayı düşünseler de geminin Fransızlar tarafından batırılacağını düşünerek bu fikirden vazgeçerler. Ertesi sabah saat 07:00'da da Zonguldak'a varırlar.
CESARATİTANIMAK Zonguldak'ta Karadeniz işgal güçleri komutanı Yüzbaşı Tilli yanında altı kişilik bir asker mangasıyla gemiye gelir ve gemiyi derhal İstanbul'a götüreceğini söyler. Yüzbaşı Tilli gemiyi İstanbul'daki komutanlarına kendi elleriyle teslim ederek itibar kazanmak ister. Fakat henüz Türk Denizcilerinin cesareti ve kahramanlığıyla tanışmamış olan Yüzbaşı Tilli çok büyük bir hata yaptığının farkında değildir. Alemdar, önde C-27 Gambotu arkada kendisi olduğu halde İstanbul'a doğru seyretmeye başlar. Esir olmayı bir türlü içine sindiremeyen gemi personeli bir yolunu bulup bu durumdan kurtulmaya karar verir.
HORONOYUNU Gemide gizlice bir araya gelerek bir plan tasarlarlar. Bu plana göre, önce gemideki bir Fransız subayını ve dört Senegalli askeri esir alacaklar daha sonra da gemiyi Ereğli'ye kaçırıp uygun bir yerde karaya oturtacaklardır. Bu maksatla personel kıç üstünde kemençe çalıp horon oynamaya başlar. Bu cümbüşü gören Senegalli askerler horon çeken denizcileri izlemek amacıyla kıç üstüne inerler ve personelin arasına karışırlar. Bu sırada Yüzbaşı Tilli'yi oyalayan İsmail Kaptan her şeyin tamam olduğunu fark edince emrini verir. Gemideki tüm personel İsmail Kaptan'ın emriyle Fransızların üzerlerine çullanır ve silahlarını alarak onları subay kamarasına kilitlerler. Geminin kontrolünü tekrar ele geçiren denizciler Derhal rota değiştirerek Ereğli'ye doğru seyre başlarlar.