Geçen hafta oynanan Galatasaray Trabzon maçında, Servet'in eline çarpan top Trabzon ağlarına gidip gol olunca, Erman Hoca tevede ballandıra ballandıra "Kol böreği" gibi gol diye yorumlamış, gecenin o saatinde canım kol böreği çekmişti... Şöyle bol kıymalı, çıtır çıtır... Eşimi kaldırmış, kol böreği açtırmıştım kavga dövüş... Ama Allah'ı var pek bi güzel olmuş, afiyetle yemiştik sıcacık çayın yanında...
Gelelim bu haftaya; Eskişehir Galatasaray'ı 4'lemiş yolluyor, benim sinirler gergin, tansiyonum 19'a fırlamış, burnumdan soluyorum, yıkılmışım ekran karşısında...
Cep çalıyor... Fenerli Faruk Erdem, (Vatandaşın dert babası ya, beni teselli edecek!) belli cepten kafa yapacak... Bi hışımla kapatıyorum suratına cep'i...
Veee... Tam o an da Erman Hoca, Baros'un elle düzeltip Eskişehir ağlarına gönderdiği gol için, "Pazı dolması" gibi gol demez mi!.. Şansal Abi'ye!..
Can bu çekiyor işte! Yoğurtlu pazı dolmasını, gecenin bi vakti... Diktim mi eşimi yine ayağa... Pazı dolması diye!.. Sabah ezanına kadar tartıştık...
Ah be Erman Hoca! Şu atılan golleri tarif için, "Kol böreği", "Pazı dolması" gibi benzetmeler yapacağına, "Muz, mandalina, bira hatta rakı" gibi gol deyiversen de, gecenin bi vakti dolaptan he-men bulup koysak önümüze! Afiyetle yesek olmaz mı!