Kalpsiz Adam'ın kalp nakli ile hayatı değişen bir adamın hikayesi olduğunu öğrendiğimde 'Amaaan, yine tanıdık bir hikaye' diye geçirmiştim içimden.
Yılmaz Erdoğan tarafından yazılan hikayenin Hollywood'daki benzerlerini aratmayacağını tahmin ediyordum ama geçtiğimiz akşam beni televizyonun önüne zımbalayacak kadar iyi olduğunu hayal bile etmemiştim. Gazeteye gelir gelmez, dizinin mutfağındaki isimlere şöyle bir göz attım. Ve bir kere daha anladım ki, iyi bir ekip en sıradan gözüken hikayeye bile farklı bir büyü katabilir. Özgün hikaye Yılmaz Erdoğan'a ait, ancak senaryonun süpervizörlüğünü Sırrı Süreyya Önder yapıyor. Önder'i nereden tanıyoruz diye düşünürseniz, size 'Beynelmilel' ve 'O...
Çocukları' filmlerinden diyebilirim.
Yönetmen koltuğunda ise 'Hatırla Sevgili'nin yönetmeni Ümmü Burhan oturuyor. 'Yumurta' ve 'Süt' filmleriyle ülkemizi uluslararası arenada başarıyla temsil eden Saadet Işıl Aksoy'u ne kadar beğendiğimi daha önce de pek çok kez yazmıştım.
Ancak bence bu dizinin lokomotifi şimdilik iki erkek Oktay ve babası Ekrem Bey... İki adam arasındaki soğuk savaş o kadar seyirciye geçiyor ki, salonda karşılaştıkları sahnede elim ayağım buz kesti. Şevket Bey yani Arif Erkin, hatırlarsanız 'İkinci Bahar'ın bize armağanı! Bülent İnal'a gelince gerçekten psikopata dönüşmüş. O kadar zaman mahallenin iyi yürekli delikanlısını oynadıktan sonra gerçekten başarılı bir evrim geçirmiş. İşin özü; ben 'Kalpsiz Adam'ı sevdim.
Ama izlemeye devam etmek için benim gibi düşünen milyonların olması için dua ediyorum. Es kaza reyting kurbanı olur diye korkuyorum.
Bu arada benden Star Tv'ye bir öneri bu diziyi 'Aşk Yakar'ın karşısına koyup da şansını azaltmayın!