ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerdeki tüm ölümlerin neredeyse yarısının nedeni kalp damar hastalıkları. Ülkemiz de ne yazık ki bu konuda gelişmiş ülkelere yaklaşmış durumda ama keşke Amerika ile değil de Afrika ile yarışsa... Para saadet getirmiyor her zaman yani(!). Kalp damar hastalıklarının görülme sıklığının kandaki kolesterol ve trigliserid içeren 'liporotein' yani 'yağ-protein karışımı' düzeylerinin miktarı ile ilişkili olduğu gösterildikten sonra tüm dünyanın dikkati yağlara, kolestrerole, iyi kolesterole, kötü kolesterole, iyi yağlara, kötü yağlara çevrildi, tabii bir de kolesterol düşürücü ilaçlaraPeki nedir bu kötü kolesterol, iyi kolesterol davası? O gözle görünmeyen minicik hücrelerde koca koca biyokimya kitaplarına sığabilecek, kocaman fabrikalarda dönen işlerin yanında sönük kaldığı karmaşık kimyasal döngüler gerçekleşiyor her saniye. Dilim döndüğünce basitleştirmeye çalışarak anlatacağım size bunları, bu iyi kolesterol, kötü kolesterol davasından sıkılıp kafası karışan herkes kulak versin!
TEK BAŞINA KÖTÜ DEĞİL Yiyeceklerle aldığımız yağlar, barsak duvarındaki ince lenf damarlarından kana geçtikten sonra, kanda proteinlere bağlanıp taşınıyorlar çünkü suda erimeyen bir madde yağ doğası gereği. Bu yağ-protein karışımına lipoprotein deniyor ve işte işin kilit noktası bu 'lipoprotein' lerden başlıyor. Bir lipoprotein parçacığı ne kadar çok yağ içeriyorsa yoğunluğu o kadar düşük ve çapı da o kadar iri oluyor. LDL yani 'namı değer kötü kolesterol', en fazla yağ taşıyan tür ve karaciğerden çevre dokulara kolesterol taşıyor. Çevre dokular kolesterolü ne yapsın demeyin, size şunu söylemek isterim, kolesterol aslında tek başına kötü bir şey değildir, hücre zarının yapısına girer ve tüm dokularımız için gereklidir, üstelik birçok hayati hormon da ondan yapılır. Burada önemli risk taşıyan bileşimdeki yağ miktarıdır çünkü yağ çok çabuk oksitlenen bir maddedir ve dolaşımdaki fazla miktardaki oksitlenmiş yağ damar duvarına zarar verir ve damar sertleşmesi adı verilen süreci başlatır. HDL ise en düşük yağ oranına sahip kolesterol tipi yani 'iyi kolesterol' dür, Hani şu tahlillerinizde yüksek çıktığında doktorunuzu sevindiren kolesterol tipi. Çevre dokulardaki fazla kolesterolü de safra ile itrah edilmek üzere karaciğere taşıyor ayrıca.
HUZURLU HAYAT TARZI Özetle kalp damar hastalıklarından ve damar sertliğinden korunmak için kandaki LDL oranımızı düşük, HDL oranımızı da yüksek tutmak zorundayız. Bunun için de margarin, et yağları ve tereyağı gibi doymuş yağları azaltıp, günlük yağ ihtiyacımızı zeytinyağı, fındık yağı ve kanola yağı gibi doymamış yağlarla karşılamayı alışkanlık haline getirmemiz gerekiyor. Tek faktörün diyet olmadığının da üzerine basmak isterim, stres hormonlarının direkt damar düşmanları olduğunu biliyor muydunuz? Ya, istediğiniz kadar doymuş yağlardan uzak durursanız durun, sigara ve egzoz dumanı gibi kimyasal zehirlerin kana geçip damar duvarlarımızda tıkanıklıkla sonuçlanacak zedelenmeyi başlattığını? Akdeniz mutfağı yanında sakin ve stresi az, namaz ve yoga gibi meditasyonlarla süslenmiş huzurlu bir hayat tarzı sürmek ve bedeni düzenli olarak toksinlerden arındırmak, damar sağlığının temel taşları... Kandaki kötü kolesterol düzeyimizi düşürüp iyi kolesterolü artıran bitkiler elbette doğada var, onlardan da gelecek yazımda bahsedeceğim, sağlıkla kalın, kendinize dikkat edin.