Önceki gece yeni bölümü seyrettim. Komedi Dükkanı artık şirkette mi desek, holdingleşmeye doğru gidişte mi bilmem ama dükkanda değil. Tolga Çevik kendini "aşmış", sırf sesini tanıdığımız gizemli yönetmen ünlenip kudretlenmekten.
Nasiplenmiş.
Şimdi 'Müzisyen Minik' repliksiz de olsa oyuna daha aktif katılıyor, kameralar salonu gösterdiğinde görkemli ama otantik bir mekanda lebalep dolu seyirci görünüyor.
Ama o eski elektriğinin yerinde yeller esmeğe başlamış Komedi Dükkanı açıldığında ayıla bayıla izleyip sevdiğimiz tedirgin, ürkek, saf, ezik, kırık Tolga da gitmiş, ses tonunda handiyse Nazi subayı keskinliği taşıyan yönetmen de. Yerlerine "Artık oldum hatta taştım hatta kıçımın kenarıyla bile 2 hareket çeker nasılsa güldürürüm cümlenizi" özgüveni gözünden akan bir "esnaf" Tolga'yla, bazı aksi albay emeklisi tatsızlığında bir yönetmen gelmiş.
Reklamdı, canlı performanstı, programlardı, röportajlardı, zaplarken olsun gün rastladığımız eski bölümlerdi derken, hem seyirliği hem de oyuncu haleti ruhiyesi "over dose" yanim aşırı doz olmuş.
Neticeten 'Dükkanın' gidişatı su kaldırmayacak hamur olma yolunda hızla ilerliyor. Toparlar mı, eski sahiciliğe dönüş şansı artık var mı bilmem.