Giden her sevgilinin ardından biz olduk el sallayan... Sarı-kırmızı hüzün yayılmıştı dün gece Ali Sami Yen'in üzerine... Ordan taşıp akmıştı tüm Cimbomlu yüreklere dalga dalga... Evet gerçekten her ölüm erken ölüm... İyi bir dost iyi bir kardeşimiz, çok iyi bir Galatasaraylı Alparslan Dikmen'i ne acı ki sonsuzluğa uğurladık. O can sesini, gül yüzünü, hep özleyeceğiz. Galatasaray'a adanmış, bir yaşam yok oldu gitti. Allah rahmet eylesin. Sevenlerine sabır versin. Tribünlerde hüzünlü türkülerinin, gök gürültüsüne dönüştüğü dakikalarda Milan Baros, gerçek bir şimşek gibi çakınca top Konyaspor ağlarına çivilenirken, böyle bir günde nasıl başlangıç ama diyordu herkes. Ama ne yazık ki bu müthiş vuruşla gelen üstünlük kısa sürdü. Çift ön liberolu düzende Mehmet Güven sırıtınca ters bir vuruştan gelen korner sonucunda Konya beraberliği çabuk buldu. Ondan sonra ilk yarı boyunca, adeta bir karmaşa izledik. Sahada başlayan Arda, çok sık sola kaçıyor, Kewell ile Baros'a istedikleri toplar atılamıyor. Pas bekleyen ayaklar öksüz kalıyordu. İkinci yarıda Skibbe, çok hata yapan Güven'i kenara Hakan Balta'yı ön liberoya aldı. Tüm sıkıntılara karşın Galatasaray'ın kaliteli ayaklarının sahne alması oyunun rengini değiştirdi. Lincoln şov için bu yarıyı beklemişti sanki... Attı, attırdı. Nefis hareketleriyle acılı taraftarını gönlünü hoş tuttu. Baros, hep diyoruz bu takımda daha çok gol atar. Kewell'ın usta ayakları her maç iş başında. Hasan tam bir kaptan. Onun futbol mücadelesi gerçekten saygı değer. Forması için mevkii tanımadan mücadelesini veriyor. Sonuçta ikinci yarıda fırtına gibi esen Cimbom, Ali Sami Yen'deki hüznü 4 gol ve çok önemli 3 puanla dağıttı. Ezeli rakiplerinin puan kaybetiği haftada zirveye pençesini koydu, ligi adeta 4. vitese taktı götürüyor.