Galatasaray baştan sona hak ettiği maçı farklı kazandı.. Eksik çoktu, Bellinzona maçı yorgunluğu vardı.. Üstüne üstlük Körfez'de bol yağmurlu bir gecenin ıslattığı ağır zemin vardı.. Ama Galatasaray'ın da usta ayakları vardı: Baros gibi.. Lincoln gibi... Kewell gibi... Çalışkan işçileri vardı: Hasan Kaptan gibi Ayhan gibi, Servet- Volkan gibi... Genç yıldızları vardı: Yaser gibi, Alpaslan gibi... Cim-Bom 90 dakika boyunca oyunu domine eden taraf oldu. İlk 45 dakikada Kocaelispor bir buçuk kez geldi bir gol attı gitti... Sonrasında özellikle de Kewell'in yönetimiyle üst üste Cim- Bom atakları izledik. Baros bir attı ama iki de çok önemli topu boşa kullandı.. İlk yarının sonunda kaçırdığı pozisyon Galatasaray'ın devreyi galip kapamasını engelledi. Hele bir 51. dakika var ki anlatılamaz. Nonda zoru başarıyor altı pastan topu üst direğe yolluyordu... Neyse ki Kongolu 6 dakika sonra Lincoln'un mükemmel pasını filelere yolluyor ve Galatasaray'ı rahatlatıyordu.. Bu gol Kocaeli'ni mantelite olarak bitirdi ve maçın kopma noktası oldu.. Ardından da goller yağmur gibi geldi. Skibbe elindeki malzemeyle en iyi onbiri sahaya sürdü.. Lincoln çok iyi oynadı.. İstekli ve iş bitirici görüntüdeydi.. Orta sahada iyi çalıştı topları olumlu kullandı Ayhan'a yardımcı oldu.. Baros bu ligde daha çok gol atar. Kewell zevk veriyor. Attığı gol ustalık kokuyordu.. Kocaeli bu dev orduya dayanacak güçte değildi. Sonuçta Galatasaray iyi bir deplasman galibiyeti aldı. Kumaşının kalitesini belgeledi. Şimdi Skibbe'ye ömür biçenler bir süreliğine kalemlerini kılıflarına sokacak.. Bu açıdan baktığınızda bile Galatasaray'ın bu 90 dakikada kazanması 3 puan kadar önemli bize göre...