Galatasaray daha oyunun başlarında öylesine güzel bir gole imza attı ki tribünler coştu. Pozisyon Kewell ile başladı, Arda ile devam etti. Aydın ondan aldı, Ümit Karan'ya mükemmel bıraktı. Kongolu da fileleri havalandırdı. Bu güzel gole imza atan takım 32. dakikada ise kendisine yakışmayacak bir gol yedi. O golde Antalyaspor'un anti futbol anlayışına yetti de arttı bile. Tabiiki de Galatasaray defansı bu tip atışlarda duracağı yeri, rakibini tutmasınıEvet Galatasaray'ın eksiği, sakatı çoktu. Milli futbolcusu ve uzun yoldan gelenleri çoktu. Tüm bu umutsuzluklara karşı, Sarı-Kırmızılılar daha da canla başla mücadele etti. Hele son dakikalarda inanılmaz goller kaçtı. Lige verilen ara bu kadar milli futbolcusu olan takımı yine bir arada çalışmaktan alı koydu. Galatasaray'ın gerçekten kadrodamalzemesi var. Ama başta da dediğimiz gibi yorgun ayaklara kulübeden gelen net müdahaleler de eklenince puan kaybı kaçınılmaz oldu. Ama geceye Antalyaspor'un yatarak kalkarak tekmelerle vakit geçermelerle futbolu çirkinleştirmesi de damgayı vurdu. Maç boyunca sürekli zamana oynayan uzatma dakikalarında sarı kart gören Ömer maç bittikten sonra da rahat durmadı. Bu futbol anlayışı belki size bir iki maçlık puan kazandırabiliruzun vadede kaybınız büyük olur. Bu arada hakem Bülent Yıldırım da tribünden gördüğümüz kadarıyla sarı kartlarında özellikle Dziewicki'yi son adam olarak yorumlamaktan kaçındı. Bir de Kewell'a gösterdiği sarı kart var. Daha da keser biçer gibi dolaşan Antalyalılar'ın yanında o kart komik ve basit kaldı. Skibbe Milan Baros'u oyuna sokarken orta sahaya da takviye yapmalıydı. Ayhan ön liberoda çok pozisyon kaçırdı. Aydın zaman zaman güzel işler yaptı. Hasan Şaş sağ bek mevkiini de havaya soktu. De Sanctis kalesinde güven verdi. İki kritik kurtarış yaptı ve topları oyuna çok iyi soktu. Kewell'ın usta ayaklarına laf yok ama hızını 3. vitese çıkarması gerkiyor. Sonuçta Galatasaray özellikle maçın son bölümlerinde bulduğu pozisyonları değerlendiremeyince bu kritik haftada 2 puan daha bıraktı.