Sağlıklı beslenme 'yeterli ve dengeli' beslenmedir. Hangi sağlık kitabını açsanız beslenme başlığı altında karşınıza çıkacak artık bir kült haline gelmiş bu tanımı göreceğiniz şüphesizdir. Vücudumuzun yapı taşları olan hücrelerindüzenli ve dengeli çalışması için temel besin öğelerinden ihtiyacımız kadar almalıyız. Bu besin maddeleri; karbonhidrat, protein, yağ, vitamin-mineraller ve sudur. Tek taraflı beslenmek yani sadece protein veya karbonhidratla beslenmek yanlıştır.
Sağlıklı beslenmek için mümkün olduğunca besinleri doğal formlarında tüketin. Organik ve mevsiminde, posa içeriği zengin beslenmeye gayret edin. Günde 2-5 porsiyon meyve, 2-8 porsiyon sebze tüketmek hem kalp-damar hastalıklarına, hem de bazı kanser türlerine karşı korunma sağlıyor. Sağlıklı beslenmeyi hayat boyu sürdürülecek yaşam felsefesi haline getirin. Sadece birkaç hafta dikkatli yemek yeterli değildir.
Günlük kalorimizin yüzde 50-55'ini karbonhidratlardan (meyveler, sebzeler ve tahıl) alarak; bazı vitaminlerin, minerallerin ve lifin tüketimini arttırırken, yağ tüketimini azaltabiliriz. Günde beş porsiyon ya da daha fazla, meyve ve sebze özellikle yeşil yapraklılar, sarı sebzeler ve turunçgiller yemeye çalışın. Günde altı porsiyon ya da daha fazla ekmek, baklagiller ve tahıllar dahil olmak üzere karmaşık karbonhidratlar yiyin. Liften zengin bir diyet, gıdaların sindirilmesinde ve özümsenmesinde önemli bir rol oynar. Doğru yağ kaynaklarından doğru miktarlarda tüketin. Omega 3; yağlı balıklarda (sardalye, ringa, somon, ton, uskumru), ceviz, badem, soya filizi, kurufasulye, soya fasulyesi, nohut, keten tohumu, kuş üzümü ve yeşil yapraklı sebzelerde, omega-3 ile zenginleştirilmiş veya omega-3/omega-6 dengesi sağlanmış ürünlerde bulunur.
Vitamin, mineral veya protein içermediği için alkolün besin değeri çok azdır. Uzun süre aşırı içki içmek, beslenme yetersizlikleri ve bozukluklarına neden olur. Alkol yalnızca "boş kaloriler" yani enerji değerinin ötesinde besleyici değeri olmayan kaloriler içerir.
KEFİRİ EKSİK ETMEYİN
Prebitotik, probiyotik ürünler, kefir gibi fonksiyonelliği yüksek besinleri tüketmeye gayret edin. Zayıflama diyetleri ve sağlıklı beslenme programlarınızda kefiri eksik etmeyin. Kefir, yapısındaki bakteri ve mayalarla sahip olduğu probiyotik özelliği sayesinde hazmı kolaylaştırır. Laktoz oranı süte göre düşük olduğundan bağırsağı laktoza karşı duyarlı olan kişiler tarafından rahatça tüketilebilmektedir.
Öğün saatlerinizi düzene sokun. Altı öğünden oluşan düzenli bir program, duygusal dalgalanmalar nedeniyle yemeyi engeller. Sağlıklı bir hayat sürdürmek, kiloyu takıntı haline getirmeden uygulaması kolay beslenme sistemi ile hayatınızda "melek besinler" grubuna giren yiyeceklere ağırlık vererek hem duygusal açlık diyebileceğimiz göz açlığınızı bastırabilir hem de ideal kilonuzu koruyabilirsiniz.