Geçen seneki hastalık devam ediyor. Şampiyonluğun kaçmasına neden olan hatalar aynı şekilde sürüyor. Avrupa yüzünden bir kenara atılan lige hiç önem verilmiyor. Partizan maçı düşünüldüğü için G.Antep'e kaybedilen 3 puandan sonra şimdi de akıllarda Porto olduğundan Ankara'da bir 3 puan daha kaybedildi. Fenerbahçe'nin 9 sakatı var. Oynamayacak durumda olanlara eyvallah. Fakat, Selçuk, Semih, Emre, belki Edu hepsi çarşambaya saklandı. Lugano da uçağı kaçırmış. Bu kadar futbolcuyu saklarsan çıkacak sonuç da böyle olur. Edu ve Lugano'nun yokluğunda orta ikilide oynayacak ilk adam Önder olur. Dışarıda olması bana ilginç geldi. Yenilen iki golün ve yapılan penaltının mimarı Can'dı. Sallanmaya başladığını gördüğün anda değişikliğe gitmek şart. Ama Aragones Önder'i sokarken dışarı çıkardığı isim Gökhan oldu. Topu rakip kaleye taşıyan tek isim Kazım'dı. O da yanlış değişiklik kurbanı. Gözlerimiz yeni transfer Josico'daydı ama kendisi sahada yoktu. Aynı şekilde ne ileride ne geride hiç bir faydası olmayan Carlos'u da göremedik. Aragones, iyi olmamasına rağmen yine de bir şeyler yapmaya çalışan, topu taşıyan ve Alex'in attığı golde mükemmel bir orta yapan Uğur'u da dışarı alıp Gürhan'ı içeri soktu. Çıkması gerekenler Can, Carlos ve Josico iken Gökhan, Kazım ve Uğur oldular. Skor 2-1'ken bile yenilgiye razı bir F.Bahçe'yi izlemek beni gerçekten üzdü. Hakem Abitoğlu, oyun içinde çok yanlış kararlara imza attı. Ama penaltı için kesin bir şey söylemem mümkün değil. Yalnız, Volkan'ı niye ikinci sarıdan kırmızıyla attığını anlayamadım. Küfür etse zaten doğrudan kırmızı kart. Ama elini havaya kaldırıp, "Yukarıda Allah var" demesinin neresi kartlık. Dünya'daki bütün futbolcuların yaptığı bir hareket. Zaten işte dünya futbolunu yakından takip etmeyen hakemlerimiz yüzünden uluslararası arenada temsil edilemiyoruz. Hacettepe'yi tebrik ediyorum. Ancak bu kadar eksik Fenerbahçe karşısında galibiyet yanıltmasın. Eksik yönleri çok.