Bir futbolcu eğer yedek kalıyor ve kulübede oturuyorsa başındaki adamı sevmez. Tersini söyleyen varsa bilin ki yalan söylemiştir. Çünkü bu futbolun değişmez kanunudur. Bakmayın siz "Her şeyi hocam bilir, ben çalışırım görevimi yaparım takdir hocamındır. Ona inanıyorum ve saygı duyuyorum" dediklerine. Dışarıdan öyle konuşurlar ama içerideki yangını bilemezsiniz. Ben bilirim ve anlarım. Çünkü o yollardan çok geçtik. Görev süresince "O kadar çok şey öğreniyorum ki şu ana kadar çalıştığım en iyi teknik adam" demeleri basma kalıp sözleridir. Ama adam ayrıldıktan sonra da "Gittiği çok iyi oldu, zaten birşey anlamıyordu" sözleri de basmakalıp sözlerdir. Yeni gelen de aynı şekilde pohpohlanır ve bu olay da böylece devam eder gider.
Önder Turacı, "Zico varsa ben yokum"diyerek Rusya'nın yolunu tuttu. Zico ayrılınca geri döndü. 250 bin dolar kadar para ödeyecek. Fenerbahçe için helal olsun diyor. Yukarıda Allah var Önder'in gitmesine en çok ben üzülmüştüm. Çünkü çok faydalı ve iyi bir futbolcu. Oynamasa bile dışarıda hazır bekleyen tam bir sigorta. Yalnız Önder Zico'ya büyük haksızlık ediyor ve vefasızlık örneği sergiliyor. Zico kendisinden asla vazgeçmedi. İlk geldiğinde Can'la ikisini göbekte oynattı. Ama hem lig de, hem de Dinamo Kiev maçlarında o bölge yol geçen hanına dönünce Edu ve Lugano ligin ortasında transfer edildi. Zico bunlara rağmen Önder'i dışarıda bırakmadı ve kendisinden iyi bir sağbek yarattı. Ne zamana kadar sakatlanıp formasını PSV maçında Gökhan Gönül'e teslim edene kadar. Gökhan o formayı bir daha çıkarmadı. Herkesi kendisine hayran bırakan ve sürekli yükselen grafiğiyle çok kısa zamanda milli takımın da değişmezi ve hatta en iyi futbolcusu oldu. Şimdi burada Önder, Zico'yu neden ve nasıl suçlar anlamak mümkün değil. Kendisi teknik adam olsa Gökhan'ı dışarımı alacaktı. Belki çok erken ama şu an için görünen savunma Gökhan, Edu, Lugano ve Roberto Carlos'tan oluşacak. Peki o zaman Önder, "Aragones olduğu yerde ben olmam" diyecek mi. Hiç zannetmiyorum.
Sürekli Fatih Terim için çalıştığım en iyi hoca derken kendisini yaratan Daum'a ve Zico'ya haksızlık ediyor. Her iki teknik adam da ona 11'de çok şans verdiler. İkinci devre oyuna soktukları dakikalarda hepsinin yararına ince düşünülmüş ve uygulanmaya koyulmuş dakikalardır. Doğal zamanda kahraman Zico döneminde de gol krallığı yaşadıysa her şeyi ben kendim yaptım deme hakkı yoktur. Fatih Terim de kendisini ikinci yarı oyuna soktuğunda gene kahraman oldu. Son Almanya maçında o kadar eksiğimiz olmasaydı yine ikinci devre oyuna girecekti. Fatih Terim Semih'i bir kere o da Çek Cumhuriyeti maçında 11'de oynattı ama 2-0 mağlupken oyundan çıkardı. Şimde kendisine aynı şekilde davranan Fenerbahçe'deki hocalarına bir şey demezken Terim'e övgüler yağdırıyor. Ne diyebiliriz ki herkesin fikrine saygı duymaktan başka çaremiz yok.