Gruptaki 2 puansız takımın çıktığı sahada tam bir final maçı yaşandı. Fatih Terim'in çıkarttığı kadroya baktığımızda galibiyeti istediği belliydi. Fakat diziliş yanlıştı. Eğer Nihat'ı tek forvetle oynatacaksan bu şekilde çıkmak doğru değil. Fatih Terim düşündüğünü yapmak istiyorsa, Semih'i oyuna koyup, arkaya Nihat, Tuncay, Arda, Gökdeniz ne bileyim şimdi kadroda yok ama aklıma geliyor Yıldıray gibi futbolculardan 3'ünü koyar arkaya da Aurelio'nun yanına 1 futbolcu monte eder. Fatih Terim bunu ikinci devre yaptı. Tümer Metin'le, Gökdeniz Karadeniz'i çıkartıp Semih Şentürk'ü öne koydu, Mehmet Topal'ı, Mehmet Aurelio'nun yanına alarak bizim istediğimiz ve doğru olanı yaptı. Bu isimleri ve bu dizilişi ne eleme grubu maçlarında ne de Portekiz'de düşünmedi bile. Keşke düşünseydi. Şimdi daha iyi durumda olurduk ama farketmez. Doğru herhalde bulunmuştur. Çek maçına daha güvenli bakabiliriz. Karşılaşmanın ilk devresinde İsviçre karşısında işi bitirebilirdik ama yağan yağmur planlarımızı alt üst etti. Fizik kuvveti iyi olan rakibimizin işine yaradı. Yalnız dikkat etmemiz gereken bir nokta var. O da çok basit goller yediğimiz. Savunmamızın arkasına atılan her top tehlike yaratıyor. Bunlardan birinde golü yedik. Ötekisinde de ilk golü atan Hakan Yakın bomboş kaleye topu yuvarlayamayarak belki de maçın kırılma noktasını yaşatan adam oldu. Her neyse aferin çocuklar. Ben şu anda Avrupa Kupası için Ay Yıldızlı Milli Takımımız'la birlikte yurt dışındayım. Bu karşılaşma sonrası buradaki gurbetçilerimizin büyük sevincine ortak oluyorum. Onlar adına sizlere ben de gönülden teşekkür ediyorum.