Chelsea'ye elendikten sonra tamamen lige dönen Fenerbahçe, Ankara'daki maçta oyuna mükemmel başladı. Hah dedik işte özlediğimiz Fenerbahçe bu. Vederson'un direğe çarpan topundan sonra her an gelecek golü bekelemeye başladık. 7. dakikada da Aurelio'nun asistiyle Alex bizi fazla bekletmeyen isim oldu. Buraya kadar her şey güzel ama bundan sonrası işte felaket. Bir takım ne olur, nasıl olur da attığı golden sonra 360 derece döner. İnanmakta güçlük çektik. Alex yediği tekmelerden ayağa kalkamıyor, Semih sahada yok, Gökhan akınlara katılmıyor. Sol kanat Tita'ya teslim olmuş, beyaz bayrak sallıyor. Sağ da bir Aurelio biraz da Colin Kazım var. Ankaraspor'un tehlikeli ataklarını izliyoruz ve en sonunda geliyorum diyen gol Hamilton'un ayağından Fenerbahçe'nin ağlarıyla kucaklaşıyor. Deivid pas hatalarında herhalde rekor kırmıştır. Zaten gol de onun yaptığı pas hatasından geldi. Arkasından Vederson'un ıskasını da unutmamak gerek. Zico, Chelsea maçındaki hatasını tekrarlıyor. İyi giden arabanın tekerine çomak sokulmaz. Kezman ve Uğur Boral'la başladığı maçlarda bu ikili rakibi yıpratma işlerini en iyi şekilde yapıyorlardı. Sonra da yerlerini imha timi Semih ile Colin Kazım'a bırakıyorlardı. Bundan niye vazgeçildiğini anlamış değilim. Bu senenin en formda oyuncularından biri de Deivid. Oynadığı yer Gökhan'ın önünde sağ kanattaydı. Başarılı görev yaptığı bu bölgeden sol kanada neden çekilir onu da anlamış değilim. İlk 45 dakika bu anlattığım şartlarda 1-1 berabere bitti. 2. devre kadrolarda bir değişiklik olmadan sahaya çıkıldı. Vederson'un attığı golle Fenerbahçe 2-1'lik üstünlüğü sağladı. Uğur Boral oyuna girdikten sonra sol kanat hareketlendi. Daha güzel işler yapılmaya başlandı. Maçın sonlarında böyle laubalilik olmaz. F.Bahçe kazandığı penaltıyı seyircinin isteği üzerine Kezman'a attırıyor. Penaltı kaçıyor. Son saniyede yenilen golle de büyük bir avantajdan vazgeçiliyor. Olacak iş değil. Gene söylüyorum, böyle laubalilik olmaz.