Her ne kadar İstanbul'daki skor tur için yeterli gözükse de insanın içindeki bir acaba sorusu rahatsızlık veriyordu. Karşınızdaki rakip o dönemde de bizden çok zayıf olmasına rağmen 1999 yılında zaferle ayrılan taraftı. Ama Semih'in ilk dakikalarda attığı golden sonra arkamıza yaslandık ve Fenerbahçe'nin güzel bir antrenman yapmasına şahit olduk! Ama ortada görünen bir gerçek var. Aragones'in saha dışında olduğu kadar saha içinde de disiplini önemli bir şekilde sağlamasıdır. Yalnız Aragones'in dikkat etmesi gereken çok önemli bir konu var. O da görünen lüzumsuz kartlar. Son 2-3 yıldır bu kartlar yüzünden neler çekildiğini hocalar kendilerine anlatmalılar. Dün geceye damgasını vuran futbolcu Semih'ti. Attığı ilk goldeki kombinasyon çok başarılıydı. Kazım'ın harika ortasına Güiza aynı güzellikte Semih'in önüne al da at dercesine indirdi. Semih de bu ikramı reddetmedi. Aragones, Semih'i Alex'in bölgesinde oynatırken Güiza'yı ileride tek bıraktı. Alex'i de etkili olması mümkün olmayan bir yerde oynattı. Sonra da Emre ile yer değiştirdi. İnsanın aklına "Acaba Alex'ten vaz mı geçiyor?" sorusunu getirdi. Elbette bu skoru Fenerbahçe için bir zafer olarak görmeyeceğiz ama bundan sonraki rakipleri için korkutucu bir tablo olarak görebiliriz. Zaten geçen sene Şampiyonlar Ligi'ne yarı finalden son anda dönmüş bir takımın bu turlarda ne işi var diye sormadan da edemiyoruz. Neyse bu maçta alınan puanlar ülke futbolu kadar kendisine de yarıyor.