Atalarına boynunun borcunu, ihale ustalığı yaparak göstermek midir gazetecilik?
Eli kalem tutanların itibar görmediği bir düzende...


Milyon dolarlık hayallerin örgütlediği, bir villa evi midir gazetecilik?
Açlık grevine karşılık, "tokluk görevini" yerine getirenler ülkesinde...


Gerçek kimliğini kaybetmiş bir meslek midir gazetecilik?
Kayıp ilanlarında bile bulunamayan...


Konuşma balonlarını patronların doldurduğu, karikatür sergisi midir gazetecilik?
Nağmelerin tıpa tıp aynı olduğu.


Bir grup insanla, şarap kadehlerinin içinde gezinen züppelik midir gazetecilik? Halkını unutanı halkı da unutur, kimse merak etmesin!


Yazarların kurduğu, patron bandosu mudur gazetecilik?
Hep halktan çalan...


Elindeki haberi zamanında değil, çıkarlarına çomak sokulduğu zaman ortaya sürmek midir gazetecilik?
Sayfalarını suikast silahı olarak kullananlar bilmelidir ki, herkesin bumerangı kendine döner.


Halk için değil, memleket için değil, ama kendi çıkarları için, toplu hücum, toplu defans mıdır gazetecilik?
"Affedersiniz beyler, galiba sizden düştü bu delikanlılık!"


"İsterim de isterim" diyenlerin, vatandaşın isteklerini duymazlıktan geldiği, bir pazar mıdır gazetecilik?
Yüzde100 kötü düşünce gücüyle gelişen ve büyüyen bir pazar, yakında gezegendeki arsaları da ister!


Her patrona ayrı bir ihanet, her iktidara ayrı bir yalakalık yapanların, el üstünde taşındığı, ahlaksızlığın gösteri alanı mıdır gazetecilik?
Ne utançtır ki, evet!