Türkiye'nin Kuzeydoğu sınırında, tüm stratejiler alt üst oldu. Akıllarda şu soru var: Bölge nereye gidiyor? Türkiye'nin pozisyonu ne olmalı? Türkiye'nin kriz öncesi amacı, Tiflis'e üst düzeyde askeri yardımda bulunurken, Kuzeydoğu sınırımızda istikrarlı bir ekonomik bölge yaratmaktı. Ancak bu istikrarlı yapı bozuldu. Ankara, son gelişmelerin ardından yalnızca Rusya ve Gürcistan değil, bütün Kafkas politikasını Karadeniz- Hazar-Akdeniz üçgeni içinde enerji merkezli olarak yeniden tanımlamak zorunda. Kafkas bölgesi bundan böyle dünya tarihinin geleceğinde hep önemli bir yer tutacak. Tıpkı Ortadoğu gibi Kafkaslar da amansız güç oyunlarına sahne olacak. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, neden Ermenistan'a gitti? Başbakan Erdoğan'ın, Kafkasya'da derin stratejisi nedir? Türkiye'nin, tarihin derinliklerinden ve coğrafyasının jeopolitiğinden gelen güçlü bir potansiyeli var. Bu potansiyel devlet geleneğiyle birleştiğinde kimi zaman ortaya mucizeler çıkarabiliyor. Son dönemde yurt dışında oynadığı önemli roller bunun göstergesi. Türkiye'nin politikası şöyle formüle edildi: "Batı ile beraber ama Rusya'ya militanca karşı çıkmayan, Moskova ile iyi ilişkilerimize önem veren bir politika..." Ve bu politikanın gereği olarak: "Gürcistan'ın toprak bütünlüğünü destekliyoruz, ama hiçbir bildirimizde Rusya'yı suçlamadık, hatta eleştirmedik! Batılı müttefiklerimizle beraber hareket ediyoruz ama NATO bünyesinde ve Batılı müttefiklerle görüşmelerimizde Rusya'yı cezalandırmaya kalkmanın yanlış olacağını da ısrarla anlatıyoruz!" Evet, Türkiye, Rusya'ya herhangi bir yaptırım uygulanmasına karşı! Türkiye'nin Batılı müttefikleriyle dayanışmalı bir politika izlemesi ve "toprak bütünlüğü" ilkesini vurgulaması isabetlidir! Cumhurbaşkanı Abdullah Gül neden Ermenistan'a gitti? Gül, tarihi bir adım attı. Türkiye, fikir babası olduğu Kafkaslar İstikrar Platformu'nun işlerlik kazanması için Ermenistan'ın da bu sürece dahil edilmesi gerektiğine inanıyor. Türkiye uzun bir süredir Ermenistan ile ilişkileri geliştirme politikası izliyor. Gül, Ermenistan cumhurbaşkanının davetine gitmeseydi "uzlaşmaz" konumda olacak, uluslararası arenada zor duruma düşecekti.
BAŞBAKAN ERDOĞAN Erdoğan, Kafkasya sorununda ABD ile Rusya'nın karşı karşıya gelmesi ve Türkiye'nin konumunu da şöyle değerlendirdi: "Gürcistan olayından sonraki süreçte bizi bir tarafa doğru itmeye çalışıyorlar. Bazıları tümüyle ABD'nin, bazılarıysa Rusya'nın tarafına itmeye çalışıyor. Oysa biri en yakın müttefikimiz olan ABD, diğeri ise enerji başta olmak üzere önemli ticaret hacmimizin bulunduğu Rusya. Türkiye'nin ulusal çıkarları neyi gerektiriyorsa ona göre hareket ederiz. Rusya bizim için önemli bir enerji kaynağı. Ayrıca önemli ticaretimizin olduğu bir ülke. 10 binin üzerinde TIR'ımız bekliyor orada. Doğalgaz alımımız, enerjiye olan ihtiyacımız belli. Bunları yok sayabilir misiniz? O halde Türkiye kendi çıkarları doğrultusunda hareket edecektir."