Yeni sezon başladı, dizilerden falan memnunuz da sabah programları beni öldürecek. Gözümü açtığım andan itibaren taa ki haber bültenleri bitene dek ağlayan kadın yüzleri görmekten inanın 3-5 günde bıktım. Çarşamba sabahı Seda Sayan'ı izliyorum, iki tane gözü yaşlı kadın sorunlarını anlatıyor. Bu arada bir de küçük kızlarla ilgili bir tanıtım dönüyor ekranda. Kızlar okulda gördükleri vahşet yüzünden intiharı bile denemiş. Sabah henüz 10.30 ve benim gelecekle ilgili panik atağım tuttu bile. 'Halimiz ne olacak, ya benim çocuğum da şefkatsiz ellere düşerse?' diye endişelere kapılıyorum ki henüz anne bile değilim. Ardından bir kadın iki defa mezarlıkta tecavüze uğradığını anlatıyor. Gözlerim yerinden fırlayacak. Artık mezarlığa dua etmeye bile gidemeyeceğiz. Saat 10.45 kanalı değiştirmek için kumandaya yöneliyorum. Eski günleri düşünüyorum. Murat Başoğlu ve Şebnem Dönmez, keyifli keyifli ekranda salındıkları günleri. Sabaha yüzümüz gülerek başlardık. Bu sabahın ilk ışıklarında başlayan acı enjeksiyonuna 'HAYIR' demek zorundayız. Yoksa 'panik atak' toplumun en önemli hastalığı olmaya devam edecek!