Yahu bir daha yazacağım. Oruç Baba'daydım geçen akşam. Nasıl kalabalık anlatamamMerak ediyordum yine 'adak' mevzuusunun nereye geldiğini. Kabul edemediğim bu inanış-tapınış hallerinden biri de buydu işte. Bir kanaat önderinin mezarı başındasınız ve kendisinden istekleriniz var. Oruç Baba kendisine böyle bir misyon biçildiğini bilse nasıl üzülürdü kim bilirBir sirke bir lokma ekmekle yaşayan bu zatın etrafında hareler-ışıklar saçan bir mucize dolabı olmladığını kendisi biliyordu da etrafındakiler ne oluyordu?
Rivayet o kiumarım yanlış bilgi değildirSuudi Arabistan'da türbe, yatır olmadığı gibi, bu yerleri uğur getirsin, kısmetleri açılsın diye ziyaret edenler; ağaç dallarına bez bağlayarak dilek tutanlar da yokmuşÇünkü böyle şeyler, cahiliye döneminden kalma gericilik ve putperestlik sayılırmış!... (Türkiye'de binlerce değil, milyonlarca insan (İslam'da yeri olmadığı halde) böyle türbeleri, yatırları ziyaret ederek dertlerine deva arıyor.
Cüzdanlarını, kalemlerini Oruç Baba'nın türbesinin duvarına sürenler mi istersiniz ve dahi kendisinden evotomobil isteyenler mi... Telli Baba'ya gelinlik tellerinin, çaputların bağlandığını biliyorum. Kaldı ki çaput bağlamak bir Şaman geleneği. E şimdi peki?
Şöyle yazmışım daha önce; "Sen git, sirke-ekmek oruç açan ve bu hali, tavrı dolayısıyla halk indinde özel yer edinen mübarek kişinin yattığı yerden para ve dünyevi zevk araçları, bir de üstüne kariyer bekle. İnancı, ibadeti televizyon kameralarının şov malzemesi haline getiren anlayışın Oruç Baba'dan beklediklerine şaşmamak, kameralara poz veren aslan yavrusunun düştüğü tuzağa düşmemek gerekir. Onu bilir onu söylerim..."
Ve bu yalap şulaplık devam ederse bünyemi zedeleyeceğim ortamlda ve alemde. Ata Demirer'in bir oyunundan alıntılıyorum böyle durumlarda hep. Malumunuz belgesel çekimlerinin an amlezemesi aslanlar, kaplanlar ve yavruları oluyor daha çok. Yine bu aslan yavruları gözetlenmekten ve kameraların ilgisinden girmişler havaya babalarına soruyorlarmış; "Yahu baba nereden çekecek kameralar. Hani jölelenip öyle poz verelim. O tarafa doğru!"
"İnancı, ibadeti televizyon kameralarının şov malzemesi haline getiren anlayışın Oruç Baba'dan beklediklerine şaşmamak, kameralara poz veren aslan yavrusunun düştüğü tuzağa düşmemek gerekir. Onu biri onu söylerim..."
Bir daha yazayım alt alta; "İnancı, ibadeti televizyon kameralarının şov malzemesi haline getiren anlayışın Oruç Baba'dan beklediklerine şaşmamak, kameralara poz veren aslan yavrusunun düştüğü tuzağa düşmemek gerekir. Onu bilir onu söylerim..."
Bu halk son savaşta böyle değildi... Ne diyeyim