Mübarek Ramazan ayı başladı. Herkese hayırlı olsun. Efendim, bu seneki Ramazan ayında, bir süredir çok istediğim bir şeyi gerçekleştirecektim ama maalesef nasip olmadı.
Umre'ye gitmek! Çevremin çok şaşırmasına rağmen, epeyce istekliydim. Umre, Arapça Müslümanlar'ın Kabe'yi ziyaret etmelerine deniyor, biliyorsunuz.
Kısaca 'ziyaret' demek. Ben de bu manevi ve kutsal ziyareti yapabilmek için yanıp tutuşuyordum.
***
Umre'de ziyaret biçimi hacca benziyor. Fakat, hac gibi Zilhicce ayında olması gerekli değil.
Yani, hac zamanı dışında yapılan hacca 'umre' denilebilir. Bu görevi yerine getirene de 'yarı hacı' denir.
***
Umre ziyareti, Mekke ve Medine şehirlerini kapsıyor. Tabii, özellikle yoğun talebin olduğu bu ayda bu seyahat için epey para ayırmak gerekiyor. Kişi başı 2000 euro gibi düşünebilirsiniz. Bütçe ayarlamalarının yanı sıra asıl karşılaştığım zorluk ne oldu biliyor musunuz
Tek başıma Umre'ye gitme iznimin olmaması!
Ne acı ki, Müslümanlığı, 45 yaşın altındaysanız ve bir hanımsanız, tam olarak yaşayamıyorsunuz.
Tüm kalbimle hazırlıklara başlamıştım ki, vize alınırken bu engel ile karşı karşıya kaldım. Araya Ankara'dan kimleri soktum, tahmin bile edemezsiniz. Yok da yok.
***
Bu arada Umre vizesine sahip olabilmek için, pasaport bilgileriniz Suudi Arabistan'a gönderiliyor, oradan bir onay numarası alınıyor, işlemler ondan sonra başlayabiliyor. Pasaportunuzun 1999 yılından sonra alınmış olması da şartlardan biri. 45 yaş altı bir bayansanız vay halinize. Hanımlar için akrabalık belgesi, taahhütname ve noterden muvafakatname gerekiyor.
Taahhütname örneğini okuduğumda biz kadınların toplumsal alanda ne kadar ezilmeye çalışıldığını gördüm. Şöyle ki: "Şu tarihte şurada doğumlu şunun oğlukızı şu, annem-halam-teyzem- yeğenim-kayınvalidem- gelinim şu'yu beraberimde Umre amacı ile Suudi Arabistan'a götürüp getireceğimi ve her türlü masraflarını karşılayacağımı beyan ve taahhüt ederim."
Yani 45 yaş altında bir hanım tek başına yurtdışına çıkıp, üstelik kutsal bir ziyarette bulunamıyor. Yanınızda eşiniz ya da babanız olmadan gidemiyorsunuz. Sizi biri elinizden tutup götürüp getirmeli.
Evli değilim, kocama soramam. Babamın da önceden planlı işleri var, benimle gelemiyor. Kaldım mı burada? Umre'ye gidemedim, çok üzgünüm. İslam'ı gençlere daha da aşılamak istiyorlarsa bu tip katı kuralları gözden geçirmeleri gerektiğini düşünüyorum.
Ama bunları söylemek, elimin hamuruyla, bana düşmez, değil mi? Nitekim, hevesi kursağında kalmış bir Müslüman genç kadın olarak Umre deneyimimi sizlerle paylaşamayacağım sevgili okuyucularım...