Melede ateşinin bir adı da Ramazan Ateşi. Arifesinde yani oruç tutmadan bir önceki gün ikindiden sonra mezarlıklar ziyaret edilerek, yapılan duaların ardından mahallenin gençlerini ve çocuklarını Melede heyecanı kaplar. Mahallenin meydanında toplanan çalı ve çırpılardan bir kule yapılarak, ateşlenir. En yüksek en görkemli kuleyi yapmak mahalleler arasındaki prestij açısından çok önemli. Akşam hatta yatsı ezanına kadar ateşin etrafında toplanılır, ateşin üzerinden atlanılarak ramazanın gelişinden dolayı duyulan sevinci dile getirirler.
SATIN ALMAK İÇİN Çalı çırpıların toplanması da başlı başına bir olaydır. Ramazandan 15-20 gün öncesinden mahallenin çocukları çalı çırpı toplama işine başlar. Evler tek tek dolaşır, ailenin özellikle nazlı çocukları için maniler okunarak çalı çırpı toplanır. Çalı çırpı temin etmenin bir başka yolu da akşam saatlerinde erkeklerin evlerine döndükleri sokaklarda yollar kesilerek, maniler eşliğinde paralar istenir. Daha sonra bu paralarla da çalı çırpı satın alınır. Özellikle haberleşme imkanının kısıtlı olduğu dönemlerde çevre ilçe ve köylere oruç tutulacağını haber verme amacının da güdüldüğüne inandığımız bu güzel adet maalesef son yıllarda terk edilmeye başlandı. Şimdi yine Siirtli ahbaplarla konuşup değişen neler var diye soruyorum. Diyorlar ki; Ramazan ayında daha önceki yıllarda sahurda mercimek çorbası ve bulgur pilavı tercih edilirken son yıllarda kahvaltılık ürünler tercih edilmeye başlandı. Ancak eskiden beri genellikle ilk sahurda etli pirinç pilavı ve hoşaf yapılır.
PERDE PİLAVI Şam yemeklerinde ise Siirt'e özgü yöresel yemekler olan Perde pilav ve bir tür içli köfte olan kitel gibi yemekler tercih edilirdi. Camilerde ise bir hafızın eşliğinde genelde öğle veya ikindi namazları sonrasında her gün bir cüz okunarak hatim indirilirdi. Maddi durumu iyi olanlar ise bir hafız tutar ve o hafızında her gün evlerine gelerek bir cüz okumalarının sağlarlardı."