Ahh, ahh... Güzelim yaz günleri geride kaldı, İstanbul'a serin hava yüzünü gösterdi bile. Ben ise Çeşme'de geçirdiğim birkaç günün tadı damağımda döndüm yine masanın başına! Posta kutum kilitlenmiş, hemen her mail yeni bir programın ya da dizinin habercisi! Geçen yıl başlayan ve bu yıla sarkan dizileri saymıyorum bile. Bugün itibariyle başlıyor yeni sezon. Yaz boyunca bekledikleri reytingleri alamayan kanallar, kış dönemine geçmek için hiç ama hiç vakit kaybetmiyor. Ne de olsa bizim sektörde vakit nakittir. Ne kadar çabuk iddialı yapımları ekrana getirip reklam verenlerle masaya oturulursa o kadar iyi! Neyse şimdi bu konulara girip canınızı sıkmayayım! Az biraz Çeşme'den biraz da yeni sezondan dem vurup, herkese iyi bir sezon dileyelim! Efendim doğma büyüme bir İzmirli olarak, size Çeşme'nin barları, gece kulüplerini anlatamayacağım. Zira hiçbirine gitmek gelmedi içimden. Bana eski kafalı demenizi de göze alarak, Çeşme'den son birkaç yılda hiç memnun dönmediğimi söylemek zorundayım. Çocukluğumun vazgeçilmez tatil kasabası, tam bir para tuzağına dönüşmüş durumda. Bir plaja girmek için daha kapıda 40 YTL'yi gözden çıkarmanız gerekiyor. Allah'ın denizine ayağınızı sokmanızın bedeli bu üstelik! Tabii bir de lütfedip deniz kenarına koydukları şezlonglara uzanmanıza izin veriyorlar. Birkaç seneye kalmaz pis yastıklara da para ödenir. Geceler ise cehennem gibi! Arkadaşlarımız uyarıyor; 'Oraya gelmek için gece 23.30'u geçirmeyin! Yoksa park yeri bulamazsınız.' Ne bu kardeşim eğlenmeye mi gidiyoruz, İstanbul'u aratmayacak trafiğin içine düşmeye mi? Sonuçta iki denemeden sonra evde aile yemeklerini tercih ettik. Gündüz plaj, akşam evde oturmak hem sinirlerimiz hem de kesemiz açısından çok daha uygundu. Bu arada bitmek tükenmek bilmeyen televizyon eleştirilerini ise sabırla dinledim. Kendimi ağlama duvarına benzettim. Meğer herkesin ne kadar çok derdi varmış televizyonla. İşin ilginç yanı ailem, arkadaşlarım hatta yan komşular bile ne izlemek istediğini çok iyi biliyor. Aslına bakarsanız; dışarıda bir gün ve bir gece geçirmenin maliyetini gördükten sonra televizyonun neden herkes için bu kadar önemli olduğunu anlamak çok kolay. Televizyon izlemenin bedeli elektrik faturasına eklenen birkaç kuruş o kadar...
Servisi 
Ahh, ahh... Güzelim yaz günleri geride kaldı, İstanbul'a serin hava yüzünü gösterdi bile. Ben ise Çeşme'de geçirdiğim birkaç günün tadı damağımda döndüm yine masanın başına! Posta kutum kilitlenmiş, hemen her mail yeni bir programın ya da dizinin habercisi! Geçen yıl başlayan ve bu yıla sarkan dizileri saymıyorum bile. Bugün itibariyle başlıyor yeni sezon. Yaz boyunca bekledikleri reytingleri alamayan kanallar, kış dönemine geçmek için hiç ama hiç vakit kaybetmiyor. Ne de olsa bizim sektörde vakit nakittir. Ne kadar çabuk iddialı yapımları ekrana getirip reklam verenlerle masaya oturulursa o kadar iyi! Neyse şimdi bu konulara girip canınızı sıkmayayım! Az biraz Çeşme'den biraz da yeni sezondan dem vurup, herkese iyi bir sezon dileyelim! Efendim doğma büyüme bir İzmirli olarak, size Çeşme'nin barları, gece kulüplerini anlatamayacağım. Zira hiçbirine gitmek gelmedi içimden. Bana eski kafalı demenizi de göze alarak, Çeşme'den son birkaç yılda hiç memnun dönmediğimi söylemek zorundayım. Çocukluğumun vazgeçilmez tatil kasabası, tam bir para tuzağına dönüşmüş durumda. Bir plaja girmek için daha kapıda 40 YTL'yi gözden çıkarmanız gerekiyor. Allah'ın denizine ayağınızı sokmanızın bedeli bu üstelik! Tabii bir de lütfedip deniz kenarına koydukları şezlonglara uzanmanıza izin veriyorlar. Birkaç seneye kalmaz pis yastıklara da para ödenir. Geceler ise cehennem gibi! Arkadaşlarımız uyarıyor; 'Oraya gelmek için gece 23.30'u geçirmeyin! Yoksa park yeri bulamazsınız.' Ne bu kardeşim eğlenmeye mi gidiyoruz, İstanbul'u aratmayacak trafiğin içine düşmeye mi? Sonuçta iki denemeden sonra evde aile yemeklerini tercih ettik. Gündüz plaj, akşam evde oturmak hem sinirlerimiz hem de kesemiz açısından çok daha uygundu. Bu arada bitmek tükenmek bilmeyen televizyon eleştirilerini ise sabırla dinledim. Kendimi ağlama duvarına benzettim. Meğer herkesin ne kadar çok derdi varmış televizyonla. İşin ilginç yanı ailem, arkadaşlarım hatta yan komşular bile ne izlemek istediğini çok iyi biliyor. Aslına bakarsanız; dışarıda bir gün ve bir gece geçirmenin maliyetini gördükten sonra televizyonun neden herkes için bu kadar önemli olduğunu anlamak çok kolay. Televizyon izlemenin bedeli elektrik faturasına eklenen birkaç kuruş o kadar...
