Bu ara Kanaltürk'ü izler oldum. Alternatif program arayışında olanlarınız varsa gerçekten farklı şeyler yapmaya çalışıyorlar. Özellikle Cumartesi günleri yayınlanan 'Renkli Televizyon' adlı program beni esir alıyor. Farklı konular, iddialı konuklar... Geçtiğimiz hafta kimler yoktu ki programda... Sol baştan sayarsak Hande Subaşı, Behzat Gerçeker, Gökçe, Yüksel Aytuğ ve Ömür Gedik... Söyleyecek bir şeyleri olan insanları bir araya toplamak konusunda gerçekten başarılı bir program... Sunucusu da yakından tanıdığımız bir isim aslında. Tiyatrocu Emre Karayel, canlı yayında iyi bir iş çıkarıyor. 'Renkli Televizyon'da, renkli televizyonun aksine çoğu şey dozunda... Hem espri ve kahkaha var, hem ucundan köşesinden magazin hem de yerinde ve oturaklı sohbet. Mesela geçtiğimiz hafta Emre Karayel, Hande Subaşı'na neden Elveda Rumeli'den ayrıldığını da sordu, Yüksel Aytuğ ve Ömür Gedik'e eleştiri yazarken nelere dikkat ettiklerini de... Üstelik son derece hareketli bir program, sıkılacak bir dakika bulamıyorsunuz. Polemik, çekişme, çekiştirme yok! Katılan isimler de kaliteli olunca seviyeli bir sohbeti dinleme şansınız oluyor. Ama kadı kızında bile kusur olduğu gibi 'Renkli Televizyon'un da bir kusuru var. Halkın sordukları kısmındakiler oyuncu mu, yoksa gerçekten halktan kişiler mi ben anlayamadım. Zira soruları soruş şekilleri de bir hayli iticiydi. Esprili olacağım diye zorlanmış 'halkımız'. Keşke açık açık, düz ve kısa cümlelerle sorsalardı sorularını. Mesela Behzat Gerçeker, sorunun sonundaki 'Orkestraya katılmak çin gereken aidatı ödeyebilirim' cümlesine biraz bozuldu. Oysa ki asıl sorulmak istenen Enbe Orkestrası'nın beraber çalışacağı isimleri nasıl seçtiğiydi. Emre Karayel, soruyu toparladı toparlamasına ama canlı yayında hepimiz Behzat Gerçeker'in yüzünün bozulduğunu gördük. Neyse sonuçta bir buçuk saatlik programın sadece 10 dakikalık kısımını kapladı sorular.