Film ekibi, sahra çölünün kızgın güneşi altında çekim yapmaktadır. Zor şartlar altında çalışırlarken ihtiyar bir Kızılderili sete doğru yaklaşır ve "Yağmur yarın!" der ve gider. Şaşıran yönetmen ertesi gün yağan yağmuru hayretle izler. Bu sırada ihtiyar Kızılderili yine gelir ve "Fırtına yarın!" der ve aniden uzaklaşır. Ertesi gün gerçekten de müthiş bir fırtına çıkar ve çölü birbirine katar. Yönetmen emreder, "Çabuk bana o Kızılderilili getirin ve istediği parayı verin. O olmazsa biz bu filmi imkanı yok bitiremeyiz."
REDDEDEMEDİ Adamlar, Kızılderilili bulurlar ancak yaşlı Apaçi bir türlü razı olmamaktadır. Film yapımcıları sürekli fiyat yükseltirler ve kurt Apaçi en sonunda bir milyon dolarlık teklifi reddedemez. Adamlarla birlikte kampa gelir, 1 ay boyunca ihtiyar Kızılderililin söylediği her şey tutar. Yağmur der yağmur, çöl fırtınası der çöl fırtınası, kavurucu sıcak der kavurucu sıcak... Yönetmen gayet memnun durumda filmi çekmeye devam etmektedir.
PARAÖDEDİK Derken bir gün yaşlı Kızılderili ansızın susar ve o andan sonra hiç bir şey söylemez. Yönetmen "Nasıl olsa geçer" diye düşünerek bekler. 1 gün, 2 gün, 1 hafta, 1 ay derken yönetmenin sabrı taşar ve Kızılderilili bir kenara çekerek öfkeyle çıkışır, 'Bana bak! Sana bu iş için dünyanın parasını ödedim! Bir an önce marifetlerini göstermeye başlamazsan seni buradan atacağım!' Kızılderili omuzlarını silkeler ve der ki; "Ugh! Radyo kırıldı."