Öğretmen atamalarından sonra hep aynı şey yaşanıyor. Yani atananlar seviniyor atanamayanlar, sinirlenip mail yazmaya başlıyor. Mail yazıyorlar dediğime bakmayın,. Aynı maili kopyalayıp farklı isimlerle gönderiyorlar. Öğretmen arkadaşlar kusura bakmasınlar ama bu davranışlarını eleştireceğim bugün. Şimdi aynı yazıyı bin kere gönderdiğinizde daha mı etkili oluyor? Herkes mailleri silmekle meşgul. Oysa az ve öz gönderseniz yazdıklarınız okunacak.
KENDİ SÖZÜNÜZ OLSUN
Sizin şahsi fikriniz yok mu ki aynı metni kopyalayıp gönderiyorsunuz? Söyleyecek şeyinizi kendiniz söyleseniz daha iyi değil mi? Kopyalayıp gönderme alışkanlığı sonra çocuklarımıza da geçiyor mu? Kopyacı, ezberci öğrenciler mi yetiştiriyoruz? Sıkıntılarınızda haklısınız. Türkiye'de işsiz öğretmen sayısı çok fazla. Ama atamalar belli sınırlarda yapılıyor.
KAYNAK KIT İSTEK ÇOK
Hatta hükümet sayıyı çoğaltabilmek için vekil, sözleşmeli gibi isimlerle yeni unvanlar buldu. Bunların sorunları da ayrı tabi. Belki sistemi kökten incelemek lazım. Türkiye'nin çalıştırabileceği öğretmen sayısı belli ise neden bunun onlarca katı mezun veriliyor? Eğitim Fakültelerinin sayısı neden artırılıyor? Bu sorulara cevap bulmak lazım. Sistem böyle işlediği sürece mezunlar çoğalacak ve işsizler ordusuna yeni isimler katılacak. Arkadaşlarımız 250 bin işsiz öğretmen olduğunu yazıyorlar. O zaman Milli Eğitim Bakanlığı şimdi çıksa ve 250 bin yeni öğretmen ataması yapıyorum dese, sorun çözülmüş olacak mı? Görülüyor ki kaynaklar kıt, istekler sonsuz...