Ülke kamplara bölünmüş.
Bugünler bitmiş, yarına Allah kerim.
Derinliklerden neler çıkıyor neler.
Vatandaşın güvenliği sizlere ömür.
Kurumlara saygı can çekişiyor.
Bir zaman kıt kanaat geçinen gazetecilik, milyon dolarlık villalara taşınmış.
Böyle bir düzende, siz bir restorana gidin. Şarap kadehinizi yandaki masalara kaldırın, eğer "çın çın" yapıyorlarsa...
Memleket kurtuldu demektir.
***
Kapanan işyerlerinde patlama yaşanıyor.
Ramazan çadırlarında, sefaletin kuyruklarına kayıtlar başladı.
Yoksulluk, ahlakı ve değerleri silip süpürüyor.
Hazır Ramazan gelmeden, siz bir restorana gidin. Elinizdeki şarap dolu kadehi, yandaki masalarda dolaştırın.
Size aksi davranmıyorlarsa...
Memleket kurtuldu demektir.
***
Demokrasi; "Senin fikrine saygı duymam ama sen benim fikrime saygı duyacaksın" demek olmuş.
Gazetelerin birinci sayfalarında, mankenleri finanse etmek, öğretmenlerin çığlıklarını lanse etmekten daha anlamlı.
Ve siz böyle bir ülkede, bir restorana gidip, elinizdeki kadehi yan masalara dolaştırın. Karşılık bulursanız...
"Öteki Türkiye" sizi bekliyor.
Büyük gazetecilerin daha zengin...
Patronların daha kutsal sayıldığı bir Türkiye....
***
Vatandaş mı?
Onları ancak "öteki dünya" kurtarır.
Şarabi hayatın peşinden koşanların, "harabi hayatı" anlaması ve onlar için kılını bile kıpırdatması mümkün değildir.