Puan pazarında büyüklük sıva tutmuyor.
Fenerbahçe'ye dışardan bakınca, krallar, Avrupa Şampiyonu teknik adamlar takımı olarak yere göğe sığdıramayanlar var..
Ama içerden baktığınız zaman, bu takımın can alıcı yerlerinde,
"içi geçmiş adamlar" var.
Ve orta alanda dişe diş mücadele etmeyi beceremeyen bir takımın,
Antep'te kazanması mümkün değildi. Kazanamadı...
Gaziantep, kaybetmeyi göze aldığı için kazandı.
***
Futbolcularını, üç maçta, futbol oynamadan kazanmak teorisine inandıran
Aragones, dün gece takımına bir yenilgi ısmarladı.
Maç boyu
Fenerbahçe defansının içler acısı halini sergileyen pozisyonlarını izledik.
"Gölge adamlar, bölge savunmasında" dedim.
Ama Fenerbahçe'nin geceki, en yumuşak karnı orta alandı.
Emre, Maldonado ve
Alex üçlüsünde, ayakların armonisi bozuktu.
Hiçbirinde direnç yoktu.
Onların tümünün yapamadıklarını, Antepli Murat Ceylan tek başına yaptı.
***
Dün sahada rakibin arkasına kaçırılması gereken adam
Güiza'ydı ama...
Ama Fenerbahçe bunu yapamadı.
Güiza sürgündeki devrik kral.
Yalnızları oynayan yanına baktığınız zaman, kendisine hak veriyorsunuz.
Ama pozisyonlarda bu denli bonkör olmak, şanına uygun değil.
Kendisine yapılan hareket de penaltı kokuyordu sanırım.
***
Fenerbahçe'de parçalar bütünü etkilerken,
Kazım'daki sorumsuz duruş,
Uğur Boral'ın kendine atılan düğümler,
Carlos ve
Gökhan Gönül'deki düşüş iyi sinyaller değil.
***
Yenilen gol ve giden 3 puan,
Fenerbahçe'nin Antep maçlarında, kaideyi bozan istisnası olabilir.
Ama bu takımın yarını parlak değil.
Hazırlık maçlarından beri söylüyorum.
Fenerbahçe, hayati noktalara gerçek askerleri yerleştirmeze...
Geçen yılı mumla arayacak.