Ahu zar ediyorum, kahrediyorum, yokluk belasını başıma sarıp gidiyorum. Kavuşmak, uzun yolları aşmak demektir. Yüreğimi yollara katıp gidiyorum. Sen, beni bir yerlerde bekleme artık. Ben, senin yokluğunu bulup geliyorum. Senin gelme ümidini, ebedi terk ediyorum.
***
Bana, gelmek üzerine nutuklar çekme, ben, senin gel demenin narını iyi bilirim. Yanarım, yakamam, hicran duyarım. Ağlarım, akmaz göz pınarlarım. Bir garip yol olmuşum, sevda geçmez. Bir başıma yürürüm, yol olmuş keder bitmez. Beni bekleme, ümit yok, benle gelmez. Beni sevmez acısız aşklar. Ve ben sevmem kaygısız aşklar. Yürürüm, beni yakan yola doğru, durmadan. Yürürüm, aşkla uçan kuşa doğru, yılmadan.
***
Seninle, gitmen üzerine ne çok konuşmuşuz. Konuşurken sanırım hiç ciddiye almamışım. Senin, benim hayatımdan gideceğin fikri, bana hiç gerçekmiş gibi gelmemiş. Hiç gerçekleşmeyecek bir gerçek söyleyin deselerdi, senin beni bir başıma bırakıp gitmenden bahsederdim. Beni bırakıp, gitmenden başka bir yere! Belki gitmek diye, ölmekten bahsedildiğini düşünebilirdim. O da birlikte, el ele boğaz köprüsünden atlayarak... Son sürat sürdüğüm otomobilin içinde; aniden beni öpmenle, kontrolden çıkan arabamızın içinde. Balık yerken ikimizin birden boğazına kaçan kılçıkla, nefessiz kalarak. Banyoda başlarımız birbirimizin omzuna düşmüş şekilde, boğularak. Ne bileyim işte, bir şekilde birlikte ölerek, birlikte gidebiliriz ancak bu dünyadan sanırdım. Başka bir gitmeyi, hele senin beni bırakarak! Şakası bile olmaz. Ancak şimdi anlıyorum ki, sen gitmenden bahsetmişsin. Benim kahrolası kahkahalarım, sirkteki yalancı aynalar gibi gerçekleri çarpıtmış. Sen, beni bir gün bırakmaktan söz etmişsin. Ben, dönme dolapta sanmışım kendimi. Yoksa böyle bir gerçek karşısında sadece susar mıydım? Şimdi bir başıma, tek tek bana gitmelerden bahsettiğin tüm konuşmaları aklıma getirmeye çalışıyorum. Sen gidersen ben ölürüm bile diyememişim sana. Sadece bir lunapark atmosferinde, yalancı aynadan, dönme dolaba koşar gibi dalga geçip durmuşum. Senin gitmek fikrin, bende komik ötesinde bir çağrışım yaratmıyordu ki! Sen gidersen, ben ne yapacağımı, ne bileyim! Tüm dikkatimi seninle geçen günlere odaklıyorum. Düpedüz benimle dalga mı geçtin kuzum? Böyle bir aşk, bitince senin gitmenle, ardında güzel şeyler bırakmıyor.
Bir kere bizim birlikte varoluşumuzun, hiçbir yerinde gitmek yok. Senin gitmen yok. Benim gitmem düşünülemez bile. Ancak yok dediğim gerçek, karşımda bir canavar gibi dikilmiş beni seyrediyor.
Devamı yarın