AK Parti'nin kapatılmamasının üzerine Konya'da çöken Kur'an kursu binası puslu havada ellerini ovuştururken avuçları boş gelenlere büyük bir fırsat verdi. 18 masum yavrunun ölümleri üzerinden içlerindeki tüm kini kusma şansını tepe tepe kullanıyorlar. Onlar Kur'an'ı Kerim'i duvarda süs olarak görmeye alışıklar ve öyle kalmasından yanalar. Onların aslında dinle diyanetle alakaları yok; din Hıristiyanlık, Yahudilik, Paganlık, Şamanlıksa büyük bir zevkle kültüler katkıda bulunmayı vazife edinirler... Tek makbul olmayan İslam dinidir. Hani Sünni İslam diye güya sanki bir Alevi İslamı varmış gibi aşağılamaya çalıştıkları tek problemli alanlarıdır İslam dini... Bunun adını açık koymak lazım... Sanki tüm ilkokullar, liseler son derece muntazam yapılmış gibi, son derece sağlammış gibi iş Kur'an Kursu meselesi gelince içlerinde birikmiş kini tutamıyorlar, kusuyorlar... Neymiş, cahil halk kandırılıyormuş, yoksullukları kullanılıyormuş! İyi de kardeşim bu ülkede cahillik ya da yoksulluk bir kader midir? Ne olsaydı, zaten cahil zaten yoksul olan insanlar çocuklarını evlerinde hapsetseler daha mı iyi? Bu mudur önerdiğiniz yol? O aşağıladığınız Kur'an kursları devletten tek kuruş yardım almıyor. Sizin kurduğunuz "kamu yararına dernek" safsatası altında Cumhurbaşkanlarının örtülü ödeneklerinden bağış çarpmıyorlar. İnsanların vatan millet Sakarya duygularını sömürerek para toplamıyorlar. Tamamen gönüllülük üzerine, tamamen ibadet duygusuyla ve tamamen karşılık beklemeden yapılan bir yardımlaşma biçimi bu. Siz Köy Enstitülerini kurdunuz, başardınız, becerdiniz de insanlar gelip okumadılar mı? Eğitim adı altında komünizmi, materyalizmi kakalamaya çalıştığınız için bu ülkenin uyanık insanları size göre göbeğini kaşıyanlarprim tanımadılar. Devlet yanınızdaydı, siyaset yanınızdaydı, para vardı, pul vardı... Sonuç ne? Belki çok yararlı olabilecek bir projeyi kör ideolojilere kurban etmediniz mi? Ne yani sizin aşınız tutmadı diye bu toplum kendi çarelerini üretmekten de mi mahrum kalmalı? Hep cahil, hep fakir, hep köylü kalmalı ki sizin saltanatınız sürsün, iktidarınız yürüsün. İşte o cahil ve kaba sabah insanlar kendi çözümlerini kimseye yük olmadan üretiyorlar ve ülkelerinde söz sahibi oluyorlar. Çatlasanız da patlasanız da hırsınızdan dudaklarınızı kanatsanız, kininizden kanser olsanız da bu böyle... İslam dini var olduğundan beri sizin gibi kaç saldırganı göğüsledi, kaç alçakla karşılaştı? Onlar tarihin karanlık diplerinde kendilerine yer beğeniyorlar ama bu ülkenin güzel dini tüm haşmetiyle yerli yerinde duruyor. Elbet insan hatalarını kabullenmiyoruz. Elbet o binada her ne için olursa olsun ihmali bulunanları affetmiyoruz. Elbet onların cezalandırılmalarını istiyoruz. Ama Kur'an'a sövülmesine, İslam dinine bu bahaneyle saldırılmasına da gönlümüz razı değil. Depremde koca koca binalar kağıt gibi çöktü, Veli Göçer'in boynuna giydirilen "zanlı" tabelasından başka geriye ne kaldı? Kocaman hiç! Şimdi yıllardır yaşadığınız yenilgilerin öcünü çöken bir binanın enkazı altından kaldırmaya çalışmayın, ayıp oluyor.