Bir süre önce "Savunmasız Ceza" başlıklı bir yazı yazıp bir sorunu dile getirmiştim. Konu şu: Maliye'nin denetim elemanları bazı firmaların naylon fatura düzenlediğine dair rapor düzenliyorlar. Bu firmalardan alım yapan firmalara da sahte fatura kullandı diye rapor yazıyorlar. Ama bu raporlara nayloncu dedikleri firmaların raporlarını eklemiyorlar. Bunun yerine sadece düzenledikleri faturaların sahte olduğu yönünde bir atıfla yetiniyorlar. Faturayı düzenleyen hakkındaki rapor vergi dairesi tarafından verilmediği gibi, vergi mahkemesi de raporu mükellefe vermiyor. Kendisi değerlendirip karar veriyor. Sonuçta mükellef kendisini savunamadan cezalandırılıyor. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, geçen ay verdiği bir kararda (12.6.2008 gün, 2008/1633 sayılı) teftiş raporu verilmeyen bir memura verilen cezayı onayan mahkeme kararını bozdu. Karara Anayasa'nın 36. maddesinin herkesin, yargı mercileri önünde iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu hükmü ve AİHM kararlarına göre de adil yargılama için taraflar arasında mahkeme önünde sahip olunan hak ve yükümlülükler bakımından tam bir eşitlik gözetilmesi (silahların eşitliği), buna bağlı olarak da toplanan deliller hakkında taraflara görüş bildirme olanağı tanınması gereği esas alınmış. Gerekçede yer alan diğer hususlar kısaca şöyle: - İdari Yargılama Usulü Kanunu'na (İYUK) göre (md 20), Danıştay, idare ve vergi mahkemeleri bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yaparlar. - Her türlü belgenin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilirler. - Verilmeyen bilgi ve belgelere dayanılarak ileri sürülen savunmaya göre karar verilemez. - Taraf ve vekillerine incelettirilmeyen belge ve dosyaya dayanılarak karar verilmesi, davacılara gerçek anlamda iddiasını kanıtlama hakkı tanınmadığını gösterdiği gibi adalete de gölge düşürmektedir. - Yukarıda yapılan açıklamalar, adil yargılanma hakkı, İYUK'un 20. maddesine göre, davacılara işlemin dayanağı olan her türlü bilgi ve belgeye ulaşabilme ve bu belgeleri inceleyebilme olanağının tanınması gerektiği sonucuna varılmıştır. Gerekçede de yer aldığı üzere aynı esaslar vergi davaları için de geçerli. Şimdi Danıştay Vergi Dava Daireleri'nin de bu yönde karar vermesi bekleniyor.