Cari açığın ülke ekonomisi için önemli olduğu artık herkesçe kabul ediliyor. Hatta Başbakan bir gazeteci ile yaptığı röportajda muhalefetin bu konudaki çözüm yolunun ne olduğunu soruyor. Az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde cari açığın en önemli nedeni rekabete hazır olmayan ekonominin uluslararası rekabete açılmasıdır. Bu yol da liberallerin vazgeçilmez olarak kabul ettikleri, hatta kabul etmeyenleri vatan haini ilan ettikleri yoldur. Oysaki rekabet gücü olmayan bir ekonominin sınırsız bir rekabete açılmasının sonu daha baştan bellidir. O ekonomi yabancıların egemenliğine girer. Ondan sonra döviz kurları vesaire de pek kâr etmez. Az gelişmiş ülke liberallerinin de ulusal ekonomi, ulusal egemenlik, istihdam, işsizlik, gelir dağılımı ve benzeri dertleri yoktur zaten. Oysa dünyada ekonomiye müdahale edilmeyen ülke olmadığını, her devletin kendi ülkesinin çıkarını düşündüğünü çok iyi bilirler. Öyle olmasa ABD'de bile TMSF (onlarda FDIC) bankalara el koyar mı? Üç gün önce iki bankaya daha el koydu. Oysa liberalizmde el koyma yoktur. Ama az gelişmiş liberaller bunu görmezler. Bu yüzden de yabancılar en çok az gelişmiş liberalleri severler. Hep böyle olmuştur ve böyle de olacaktır. Sırası gelmişken anımsatayım. Türk şirketlerinin yurtdışına yaptıkları yatırımlar, Türkiye'den yurtdışına sermaye çıkışı demektir ve cari açığı artırır.