Datvi'yi eminim hepiniz hatırlarsınız... Sevimli ayı yavrusunu sahiplenen Gülas Ailesi'ne de aşinasınızdır. Ben kendi adıma baba Hasan Gülas'la tanışmış olmaktan mutluluk duyuyorum. İşte Artvinli doğa aşığı bu ailenin oğlu Cemal Gülas'ı ise belgesel tutkunları çok çok iyi tanır. TRT'de ekrana gelen 'Zamanın Tanığı' adlı belgeseliyle, birçok ilki gerçekleştiren Cemal Gülas, bugünlerde yeni bir telaş içindeymiş. Haber kanalı 24'te ekrana gelecek olan 'Doğan Mektupları' hazırlamakla meşgulmüş. Belgeselin basın bülteni elime ulaştığında bir anda heyecanlandım. Çünkü kariyeri boyunca gerçekten başarılı işlere imza atmış olan Cemal Gülas'ın 'Zamanın Tanığı'nın ardından bir süre kendi kabuğuna çekilmesi ya da en azından ortalarda görünmemesi beni oldukça endişelendirmişti. Cemal Gülas'la bire bir tanışmamış olmama rağmen işlerinin kalitesini korumak amacıyla ulusal kanallarda pek de görünmediğini tahmin ettiğim Gülas, harika bir projeyle ekranlara dönecek.
Basın bülteninden öğrendiğim kadarıyla Gülas, 'Doğadan Mektuplar'da 'kendi ini' olarak tabir ettiği evinden ve Anadolu'nun dört bir yanından derlediği görüntüleri ekrana getirecekmiş.
Vallahi yazılı hali bile beni heyecanlandırmaya yetti. Ne yalan söyleyeyim, belgeselleri seviyorum. Özellikle yurdumun dört bir köşesini evimin içine konuk edenlere daha bir tutkunum. Yeşilin en yeşili, mavinin en mavisi bu coğrafyada... Ancak bizler bu güzellikleri yavaş yavaş tüketiyoruz. Belki bu tarz çalışmalar doğanın çığlığını duymamızı sağlar. Doğanın içinde süren yaşamların ne denli saf ve çıkarsız, huzurlu ve dingin olduğunu hatırlamamızı sağlar. Bir belgesele çok şey mi yüklüyorum? Kim bilir... Yine de ben onu bunu bilmem, fotoğrafçılık geçmişinin üzerine inşa ettiği belgeselcilik ruhuyla Gülas'ın her bir karesi bizi büyüleyecektir.