Bu nasıl bir enerjidir, bu nasıl bir sahne sevgisidir? 'İkizler' yarışmasını izlerken aklımda hep bu iki soru geldi gitti. Yarışmanın bu haftaki konuk jürisi Seyfi Dursunoğlu yani nam-ı diğer Huysuz Virjin'di. Saklambaç'ta geçen hafta yaptığımız ankette halka 'Yaz ekranındaki en iyi yarışma programını' sormuştuk. Hemen herkes 'İlle de Roman Olsun' ya da 'Roman Star' diye cevap vermişti. Belli ki halkımız göbecik atmayı, gırgırı şamatayı özlemişti. Çünkü herkesin birleştiği bir diğer noktada bu iki yarışmanın onları çok eğlendirdiği yönünde olmuştu. Herkes eğlenmek istiyordu, kimsenin aslında yarışmayla ilgilendiği yoktu. Halkımızın bir diğer saptaması ise 'İkizler' yarışmasında jürinin çok zayıf kaldığı yönündeydi. Bu sonuçları görünce şaşırmıştım. Çünkü bana göre Demet Akbağ tek başına bile yeterliydi. Yani maksat eğlenmekse, Demet Akbağ'ın her yarışmacının ardından yaptığı taklitler bile yeterliydi. Bunun yanı sıra Yonca Evcimik'in önceki jürilik tecrübelerinin de başarılı olduğunu düşünüyordum. Emre Altuğ da sevdiğimiz bir sanatçıydı nitekim. Ancak bu hafta ekranda Huysuz Virjin'i alışmadığım kıyafetiyle izlerken gerçekten de büyük bir boşluğu tamamladığını gördüm. Bir kere asıl jüri üyelerinden farklı olarak hiç durmadan hareket ediyordu. Enerjisi sadece stüdyodakileri değil, ekran başındakileri de sürüklüyordu. Konuk olmasına rağmen formata o kadar hakimdi ki; hemen herkese o yön verdi. Eleştirileri ise gülmekten yerlere yatırdı. Vallahi benim önerim Seyfi Dursunoğlu'nu konuk jürilikten, asıl jüriliğe kaydırmak. Programın reytingini olumlu yönde etkiler. Not: Seyfi Dursunoğlu, krem pantolonu ve siyah gömleğiyle pek bir şıktı. Ve işin sırrının kıyafette olmadığını bence bir kere daha kanıtladı. Nev-i şahsına münhasır insanlara saygı duymalıyız. Çünkü onlardan çok fazla yok ortalarda...