Beşiktaş'taki Börekçi Mehmet gibi bir şey bunlar. Herkes mışıl uykuya yatarken o, sabahın esselatında, saat 05.00'te dükkan açar. Hala ayaktaysan. Karnın aç, böreğe de merakın varsa gider Mehmet'in orada nefis körletirsin. Bir nevi nöbetçi börekçidir Mehmet. Bunun başka türünü Bodrum'da gördüm. Nöbetçi diskoya rast geldim orada. Sabah 03.00'te açılıyor, öğlen saatlerine kadar kusursuz hizmet veriyor.
Cehalet Meraklısı için adres vereyim desem reklama girer. Gidin Gümbet'e sorun, nöbetçi diskoyu herkes gösterir.
İçinizden, "Kazık kadar herif gitmiş diskoda sallanıp yuvarlanmış, gelmiş anlatıyor" sözleri geçmesin. Orada oluşum yine iş icabı. Biraz anlatırsam ispatlarım hepinize.
Taşlar Dışarıdan bakınca kale görüntüsü var bu yerin. Devlet Tiyatrosu'nun tarihi piyeslerinde fasatlar kurulur ya. Aynen öyle bir görünümü var.
Kartonları boyamışlar, bir vursan yıkılır sanıyorsun, öyle değil aslında. Taşları yontup yontup yapmışlar.
Limoni İçeri girince ben de yontma taş devrinden kalma insan kadrosuna saydım kendimi. Kılığım, kıyafetim, saçım, başım, duruşum bir yana, içerde zangırdayan tekno müziğe suratımın aldığı limoni şekil cabası.
Tahayyül Fakat ne para dökmüşler buraya efendi. Sorduğumda sadece ışık robotlarına 500 milyar gittiğini öğrendim.
1500 metrekare kapalı alan varmış. İki katlı, VIP localı falan bir yer. Dans pisti 500 metrekare dersem tahayyül edersiniz durumu. Tam 70 personel ancak döndürebiliyormuş mekanı. Kapıda kapı gibi delikanlılar, içeride hem şirin hem iş bilir şefler, garsonlar. Ama yine de zor iş bu iş arkadaş, gece yaşa gündüz yat yarasa adam gibi ol olur mu yani?