Ben, her yurttaş gibi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumlarına, Anayasa'sına, hukuk bilincine ve tarihsel deneyimlerine saygı duyduğum için Başbakanlık makamında oturan Başbakan Erdoğan'ın yaptığı açıklamalara inanmak, saygı duymak ve bundan bilgilenmek isterim.
Bir gazeteci olarak da doğru davranmak amacıyla o açıklamaları dikkatle izlemeye çalışırım.
Birkaç gün önce dedi ki Başbakan Erdoğan:
"MİT ve Emniyet bana bilgi veriyor!"
Ergenekon soruşturmasını kastediyordu elbette.
Buna sevindim. Çünkü savcılık soruşturmasıyla ilgili bir sürü "tırtıklanmış bilgi" havada uçuşuyor, gazete manşetlerini süslüyordu.
Görünen de şuydu ki AKP'ye hizmet yarışına girerek sızdırılan maksatlı bilgileri manşetlerde kullanan gazeteciler, aslında AKP'ye hizmet etmiyor, onun kuyusunu kazıyorlardı.
***
Bu yüzden "Başbakanlık kurumunun" açıklamalarına itibar etmek gerekir.
Demek ki devletin MİT'i ve devletin Emniyet'i, Başbakanlık makamına "bilgi" vererek "görevlerini" yerine getiriyorlar.
Peki, asker bilgi vermiyor muydu Başbakan'a?
Gerek rutin görüşmelerde, MGK'larda, gerekse Büyükanıt ve Başbuğ Paşalar'la yapıldığı üzere rutin dışı görüşmelerde, ne konuşuluyor peki?
***
Başbakan Erdoğan'ın, "Bana MİT ve Emniyet bilgi veriyor" demesi bir anlamda, "Asker bilgi vermiyor" anlamına geliyordu, öte taraftan da "TSK, Başbakan'ın emrinde değil mi?" sorusunu sorduruyordu.
***
Daha önemli noktalardan biri de şu:
Gerek MİT'in verdiği, gerekse Emniyet İstihbarat'ın sağladığı bilgiler, öte yadan birtakım "danışmanlar üzerinden" gönderilen bilgiler, Başbakan'ı "sağlıklı bir bakış açısına" götürebilmekte midir?
Mesela, Başbakan'ın "Temiz eller operesyonu yapılıyor" sözü gerçeği mi yansıtmaktadır?
Öte yandan, "Hükümet yanlısı medyanın aşırı gayretkeşliği, AKP'yi 'demokratikleşme yolunda desteklemeye' yönelik midir, yoksa 'ihaleyi AKP'nin üzerine yıkmaya' yönelik midir?" diye sorulmalı değil mi?
Türkiye'ye gönülden inanmış bir gazeteci olarak yazıyorum ve Erdoğan'ı uyarmak istiyorum:
Yerel siyaset ligi başka bir lig, istihbarat ligi başka bir ligdir.
Küresel devletler ligi ise bambaşka bir ligdir.
Erdoğan, kimler tarafından yönlendirilebileceğine, sonunda "Ergenekon" ile yaratılmak istenen fünyesi çekilmiş el bombasının "kimin kucağına" bırakılmak istenebileceğine son derece dikkat etmelidir.
Bunu anlamak için, TSK'nın suskunluğuna ve soğukkanlılığına bakmak yeter.
Erdoğan'ın kendi ordusundan başka dostu olamaz!