Sarko dediğim Fransa'nın Cumhurbaşkanı Sarkozy, hemen anlamışsınızdır.
Avrupa Birliği dönem başkanlığını Fransa'nın alması sebebi ile yörede görevli üç Türk gazetecisine verdiği off the record demeç ile demiş ki:
"Türkiye Avrupa Birliği'ne nah girer!"
Şöyle devam etmiş hazret:
"Parti kapatma davası da bizi ilgilendirmez, çünkü Türkiye Avrupa'da değildir."
***
Askeri tatbikat yaparken bile, rehine rolü oynamakta olan sivilleri gerçek mermilerle yaralayacak seviyeye gelmiş silahlı kuvvetleri ile sırf bu sebepten kara kuvvetleri komutanı istifa etmek zorunda kalan Fransa'nın, "Türkiye hakkında" bırakın karar vermeyi, "yorum yapmaya" bile gücünün yetmeyeceği apaçık ortadadır.
Fransa'nın hiçbir zaman anlı şanlı olmamış silahlı kuvvetleri bir tatbikatı bile yüzüne gözüne bulaştırırken, Amerika'nın Türk Hava Kuvvetleri'nden ricada bulunduğunu, "Şu sizin pilotlar ABD'ye gelsin de bizimkilerin gözü pilot görsün" dediğini anımsamakta fayda var, tam da Sarkozy efendi Türkiye hakkında atıp tutmakta iken...
***
Fransa'ya cumhurbaşkanı seçilmesi ile Fransa'nın ne hallere düştüğünü kendiliğinden ispat etme başarısını gösteren Sarkozy bilmeyebilir ama biz biliyoruz:
Türkler (tabii ki Türkiye de), tarihi, coğrafyası ve bilinci ile Avrupa'ya 1354'te Eceabat'tan Trakya'ya çıktığı gün "girmiştir" ve hiçbir zaman temelli olarak da çıkmamıştır.
500 sene de Balkanlar'da hüküm sürerek, bu bilincini ortaya koymuştur.
O sebeple Sarkozy fazla dert etmesin, biz Avrupa'ya ne vakit gireceğimize veya çıkacağımıza kendimiz karar veririz.
Sarkozy, yatıp kalkıp dua etsin de 15-20 yıl sonra, kapımıza gelip, "Türkiye ne olur bizi de kabul edin" noktasına gelmesin!
***
Sarkozy, belli ki kendi Avrupa basınını da okumuyor.
İrlanda'dan sonra, Alman Anayasa Mahkemesi, yeni Lizbon sözleşmesini kabul eden parlamento kararını askıya aldı. Hooop hemşerim dedi. Polonya cumhurbaşkanı aynı sözleşmeyi imzalamayı reddetti.
Avrupa basını, Türkçe'ye tercüme ile "AB bir katakoftiye dönüştü" diyor.
***
Sarkozy efendi, bence, NATO'ya tekrardan dönebilmek için Türkiye'ye karşı güya koz olarak "AB üyeliği"ni kullanmak yerine, usul usul kucağına oturdukları Amerika'nın stratejik hedefleri ile ilgilense daha iyi yapmış olur.
Kendilerine oturacak başka bir "kucak" bulmalarını tavsiye ederim.
Şimdiye kadar hiçbir memlekete o "kucak"tan hayır gelmiş değildir.